Gönderi

·
Not rated
Ben Sait Faik'in hikayelerinin içinde bazen bir şiir, bazen psikolojik bir metin bazen ise sadece bir insan tasviriyle karşılaştım. Aslında bu kavramlardan daha fazlası vardı. Sait Faik'in kalemi ve dünyası. İnsanların üzüntüsünü, heyecanlarını, mutlu oluşlarını kafasında kurgulayıp satırlarına dökmüştür. Oradan ise bizim içimize. İçimize diyorum çünkü Sait Faik hissiyatın, duyguların , kelimelerin yazarı. Okuduğum hikaye kitabında da bunu fazlasıyla gördüm. Anadolu’daki yoksul, işsiz insanların iç dünyasını kılcal damarlarına kadar anlatmış, ne var ne yoksa size hepsini yansıtmıştır. Mesela Sizi almış "ŞAHMERDAN "hikayesindeki az para karşılığında çalışan işçinin iç dünyasına götürüp o zorluğu ve mücadeleyi hissettirmiştir. Yazdığı hikayelerde belirli bir konu yoktur. Ama ruh, bedenden daha somut olan ruh vardır. Yeri gelir elle tutulur, gözle görülür hale gelen o ruh her zaman onun içinde vardır. Sait Faik ruhu... Hepsine kendi ruhunu katmış. Kimi zaman bir köyden, kasabadan insanoğlunun türlü türlü yanlarını kusursuz bir kadrajdan çıkarmış ve kültür şöleni yaşamıştır. Her şeye dair bir parça şeyler koymuş. Bu Biraz çocuk ağlaması biraz da ağarmış saçlar gibi bir şey. Şahmerdan kitabı Sait Faik’in üçüncü kitabı olmasına rağmen öyle bir ustalıkla ve kendisine has üslubuyla yazmış ki kırk yıllık yazarlara taş çıkarıyor. Anlatımı çok güçlü okuduğunuz iki sayfadan oluşan hikayenin etkisinden çıkmak zamanınızı alıyor. Bunun yanında ise hikayeyi anlamakta böyle. Dönüp tekrar okuduğum bir kaç hikaye oldu. Ama aralarında en beğendiğim "çelme" oldu. Çünkü o daha da bir şiirsellikle yazılmış. Bir yandan sitemi bir yandan doğayı sevişi ve en etkileyici olan onu şiirsel anlatımı. Ahenklerle oyun oynar gibi düz yazıya dökmesi sizin Sait Faik’e hayran olmamanızı güç hale getirmeye yetiyor. Mesela ölümü o kadar güzel anlatmış ki insanın ölesi geliyor bu satırlar hatırına. "Ölüm belki de bir memlekettir. Işıkları söndürülmüş bir Paris kadar güzel, tayyare korkusundan ışıkları söndürülmüş bir Paris'te, bir çift Parisli kadar yalnız aşıklarını düşünmeye çalışan insanlarla doludur, belki de ölüm şehri. Orada, belki de insan yalnız iskeletiyle güzeldir. Her şey kalbi atmadan, sükûn içinde yapılır. Nehirler vardır ki kocaman ziftli kayıklarla geçilir. Nehrin öteki kıyılarında mor ışıklı asfalt caddelerde çıplak kadınlar dolaşır, ölüm memleketi belki böyledir..." Ben bu hikaye kitabında onun hikayeleri ve can verdiği insan psikolojileri içinde kayboldum. Daha sonra ise son sayfasında okuyup kapağını kapattığımda tekrardan kendimi buldum. Sait Faik'in kelimelerinde... Onun dünyasında, onun ruhunda. Bundan sonrası içinde severek okuyacağım yazarlardan biri olacak. Hikaye kitabında insanlarla beraber kelimeleri de yakından göreceksiniz ve yaşayarak hissedeceksiniz. Sait Faik'in de dediği gibi : "Fakat dünya birtakım eşya, insanlar ve bunların arasında münasebetler vardı: Kelimeler... " Kelimelere doğru gitmeniz ümidiyle şimdiden keyifli okumalar :)
Şahmerdan
ŞahmerdanSait Faik Abasıyanık · Yapı Kredi Yayınları · 20111,838 okunma
·
15 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.