Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1 - Feth' in kutlamasını Hüseyin Nihal ATSIZ ekibi başlattı ADNAN MENDERES kaldırdı, 2 - Ders kitaplarında Abdülhamid için KIZIL SULTAN yazarken, ilk defa GÖK SULTAN diyerek hakkını teslim eden kişi Hüseyin Nihal ATSIZ'dır. Fetih kutlamasının ilk kez 1953 yılında fethin 500. yıldönümünde Nihal Atsız ve arkadaşlarının girişimi ile başladığını söyleyen İlber Ortaylı, Fetih Şölenlerinin o dönem Yunanistan'la yaşanan yakınlaşma üzerine DP iktidarı döneminde 'Yunanistan'a ayıp olur' diye sona erdirildiğini açıkladı. 1952 yılının yaz ayları... Bir sene sonra istanbul’un Fethi’nin 500. senesi. İlk defa olmak üzere Atsız Beğ ve çevresindeki Türkçüler tarafından ilk kez kutlanacak. Nihal Atsız, o dönem türbeler kapatıldığı için bakımsız kalıp harabeye dönen Fatih Sultan Mehmed’in türbesini temizlemek için eşi Bedriye Atsız, kardeşi Nejdet Sançar, onun hanımı Reşide Sançar, Fahrettin Kırzıoğlu ve ismail Hâmi Danişmend ile türbenin önünde buluşmuştu. Altan Deliorman ve Erk Yurtsever de onlarla birlikteydi. Türbenin o yıllardaki görünümünü Altan Deliorman’ın yazdıklarından öğreniyoruz: Hep birlikte içeri girdik. Önce burnumuza bir küf ve pas kokusu çarptı. Loşluğa ve bu tuhaf kokuya bir süre sonra alıştık. Yılların tozu, pası birikmişti. Sildikçe çıkıyor, bir türlü temizlenmek bilmiyordu. Sandukanın örtüsü yırtılmış, kirlenmiş, solmuştu. Sanduka çevresindeki parmaklıklar eskimiş, dökülmüş, paslanmıştı. Fatih'in türbesinin parmaklıklarını da Atsız'ın tamir ettirdiğini yine Altan Deliorman'ın anılarından öğreniyoruz. Bugün ücret verilmeden girilmesi mümkün olmayan türbe, bir zamanlar hiçbir ücret talep etmeden, sadece ecdada saygı adına yapılan bir gönüllü hareketiyle temizlenmiş ve onarılmıştı. Göruyoruz ki Türkçü düşünce Osmanlı'yı reddetmez, sövmez. Aksine atasına sahip çıkar. Necdet KUMBAR İstanbul'un fethinin beş yüzüncü yıldönümü için yazılan şiir : Gün batmada İstanbulun üstünde Haliçten, Bir renge bürünmüş yanıyor Marmara içten. Durgunlaşıp engin, silinirken kırışıklar, Oklar gibi fışkırmada her yandan ışıklar... Bir pembe bulut bağrı delinmiş kanamakta, Yorgun uyuyan tekneler altında uzakta. Altındır ufuk çizgisi, altındır akisler, Altın tozlu hainde iner her yana sisler... Durgun sular üstünde kesik vakvakalarla, Uçmakta gümüş martılar, altın gagalarla. Gök şimdi yeşil, şimdi kızıl, şimdi turuncu, Camilerin andırmada mermerleri tuncu Kandır dağılan şimdi günün battığı terden, Kandır sızan etrafa alev pencerelerden. Kandır görünen Fatihin altın aleminde, Fethin yine İstanbul o en kanlı deminde: II Mevsim mayısın sonları, yaz başlamış artık, Gittikçe açılmakta, dağılmakta karanlık. Her şey hareketsiz, ağaran tan yeri sessiz, Kalmış gibi şehrin sarılan bağrı nefessiz... Bir korkulu rüyayı yataklarda sayıklar, Dalgın uyuyanlar beraber uyanıklar... Bir saltanatın son gününün korkusudur bu! " - Türkler hareketsiz duruyor, bir pusudur bu!" Kostantin ümitsiz, saray erkanı telaşta Surlarda Bizans askeri, Jüstinyani başta! Çarpmakta bugün bir yeni korkuyla yürekler, Zağnos Paşa bir yanda hücum emrini bekler. TURHAN Bey uzaklarda yakıp yıkmada hâlâ! Bir yandan o Beylerbeyi korkunç Karaca'yla, Türk ordusu İstanbulu sarmış çepeçevre, Dünya girecektir bu sabah bir yeni devre! III Birdenbire gökkubbe dolar velvelelerle, Atlar koşar ön safta kabarmış yelelerle! Tozlarla, dumanlarla karışmakta ateş, kan..., Yer yer tutuşur toprağın altındaki volkan! Mızraklar uçar, oklar uçar, taşlar uçarken, Burçlar yıkılırken, kesilen başlar uçarken, Etrafa saçılmakta cehennemden alevler, Tunç topların ağzıyla homurdanmada devler... Her hamleyi bir hamle kucaklar yeni baştan, Jüstinyani bir sedyede kaçmakta savaştan! Bir burca zafer sancağı dikmiş Ulubatlı... İlk hızla girer Topkapıdan yirmi bin atlı! "Türkler geliyor!" çığlığı aksetmede dağ dağ, Bir çağ kapanır böylece, başlar yeni bir çağ Rum Kayseri'nin kellesi bir mızrak ucunda, Şarkın eşi yok incisi Türkün avucunda! IV Ey Kayser, öğünsen yeridir kanlı başınla, Tarihe adın geçti o erkek savaşınla! Ey Fatih, iraden gibi kuvvetli bir elde, Dünyanın asırlar boyu göz koyduğu belde! Ey ünlü kumandan paşalar, tuğlu vezirler, Ey tulgalı erler, ağalar, beyler, emirler... Haşmetli zafer menkibeniz geçti şafaktan, Gördüm, düşünürken sizi beş yüz yıl uzaktan! Ey mutlu ışık beldesi, nurunla yıkansın, Her türlü hiyanet dolu tarihi Bizansın! Artık savaşın hüsnüne hayranlık içindir, Artık zaferin şi'r için, insanlık içindir. Sihrinle, füsununla, gururunla, nazınla, Altın Halicin, Marmaran, aşık Boğazınla, Endamını sarmakta ipek tüllü karanlık, Türkün güzel İstanbulu mesut uyu artık!
Orhan Seyfi Orhon
Orhan Seyfi Orhon
.
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.