Gönderi

141 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 12 days
Illıch’in Gözünden
Kitabımız ‘’eğitim’’ kavramının okullarda gerektiği gibi verilmediğinin, bireylerin bir kısır döngü içerisine girmiş sisteme birçok değerini kaybettiklerinin, müfredatın bireyleri fabrikadan çıkmış misali aynı kalıba koyup robotlaşmış bir insan kitlesi oluşturmasından ve bu okulların gün geçtikçe kolej, dershane, üniversite gibi çeşitli ticaret merkezlerine nasıl dönüştüğünden bahsetmektedir. Genel olarak ana fikri toplumların bu kısır döngü içerisinden kurtulmasına yöneliktir. Kitap genel olarak 7 bölümden oluşmaktadır. Bunlar: • Okulu Neden Devlet Kurumu Olmaktan Çıkarmalıyız? • Okul Olgusu • Sürecin Ritüelleşmesi • Toplumsal Kurumların Görünümü • Sağduyuya Dayanmayan Tutarlılık • Öğrenme Ağları • Ephimetousçu İnsanın Tekrar Doğuşu Neden Devlet Kurumu Olmaktan Çıkarmalıyız? Okullar kendi belirledikleri müfredatlara göre eğitim verdikleri için sadece belli bir düşünce ve ya hayat tarzına göre insan yetiştirmektedir. Bireyleri oldukları gibi kabul etmek yerine kendi istediği gibi şekillendirmektedir. Okul bireylerin sosyal hayatlarını, yaşam tarzlarını ve hatta benliklerini dahi etkilemektedir dolayısıyla okul insanlarının kendileri olmasını engellemektedir. Okul Olgusu “Bazı kelimeler öylesine esnektir ki, bir işe yaramazlar. Okul ve öğretim böylesi terimlerdendir.’’ (syf.41) Okulu genel olarak eğitimhane olarak görürüz ama oradaki düşünce özgürlüğü o kadar kısıtlıdır ki öğrencileri kısıtlayıp bir hapishane görevi görür. Bunun sebebi ise okulların öğretmen merkezli olup o ne söylüyorsa doğrudur onun yanılma hakkı yoktur ve aynı şekilde bizim de onu eleştirme hakkımızın olmadığı düşüncesinin yerleştirilmiş olmasıdır. Bu düşüncede öğrencilerin zihni boş olarak düşünülür, öğretmen ve müfredata bağlı olarak yetiştirilir. Bütün öğrenciler aynı fikirlerle eğitildiği için eleştiriel bir ortam oluşmaz bu sebeple hayat sorgulanmaz ve dogmatik bir nesil yetişir. Bu nesil ise yeniliğe tamamen kapalıdır ve böylesine tekdüze bir toplumda siyaset baş bulamaz. Toplumsal Kurumların Görünümü Ivan Illıch bu konuyu insanların ihtiyaçlarına göre iki gruba ayırmıştır. Spektrumun sol tarafındaki kurumlardan ‘’en etkililer’’ olarak bahsetmektedir, sağ taraf ise devlet kurumlarını içermektedir.(kanalizsayon sistemleri, otoban gibi). Otobanı herkesin kullanabileceği söylenir ama bunun şartı arabanın olmasıdır. Bunun için de okul gereklidir çünkü okul kurumlarda çalışacak işçiyi yetiştirir. Sağduyuya Dayanmayan Tutarlılık ‘‘Beyin yıkamaya disiplini birbirine karıştıran özgür okul hareketi, bu öğretmene yıkıcı bir otorite rolü biçmiştir. Eğitim teknolojisi, devamlı surette öğretmenin tedbirler alma ve davranış geliştirmedeki alt konumunu göstermektedir. Adına çalıştığı okul yönetimi, öğretmeni hem Sunmerhill’e hem Skinner’e boyun eğmek zorunda bırakmaktadır. Bu durum, zorunlu eğitimin liberal bir teşebbüs olmayacağını açıkça ortaya koymaktadır. Ayrıca öğretmenlerin okuldan kaçış oranını öğrencilerinkinden fazla olmasına da şaşmamalıyız.’’ (syf.85) Öğrenciler okula bağımlı hale getirilmişlerdir, öyle ki okul dışında herhangi bir şey öğrenebileceklerini düşünmemektedirler. Fakat insanlar fıtrat olarak meraklıdırlar ve bilgiye açtırlar. Öğrenciler ise müfredatı kabul edip onun dışında bir şey öğrenemeyeceklerini düşündüklerinde paranoyak hissetme eğiliminde olurlar. Bu sebeplerden dolayı okul öğrenme iç güdüsünü sömürmektedir. Öğrenme Ağları ‘‘Okula kaydolan öğrenciler diploma elde etmek amacıyla diplomalı öğretmenlere boyun eğmektedirler. Hem öğretmenler hem de öğrenciler düş kırıklığına uğradıkları gibi yetersiz kaynaklardan para, zaman ya da binalardan şikayetçi olmaktadırlar.(syf.93) Bu hayal kırıklığından dolayı okula olan bağımlılık kırılmaktadır ve pratik bilgiler öğrenme arzusu baş göstermektedir. Illich öğrencilere amaçlarını gerçekleştirebilmeleri için 4 farklı yaklaşımdan bahsetmektedir: 1. Eğitim Amaçları İçin Kaynak Hizmeti: Bu uygulama, amaçlara ya da tümel öğrenim için kullanılan süreçlere başvuruyu kolaylaştıracaktır. Bu tip şeylerden bazıları bu amaç için kütüphanelerde, kiralama şirketlerinde, laboratuarlar da, müze ve tiyatrolar gibi ‘showroom’lar da depolanabilir. Diğerlerinin de fabrikalarda, hava limanlarında ya da çiftliklerde günlük kullanımları söz konusu olabilir. Fakat bu yerler öğrencilerin stajyer olarak, görev almaları için elverişli hale getirilmelidir. (Syf.100) 2. Yetenek Değişimleri: Bu uygulama, bireylere, sahip oldukları yeteneklerin bir listesini çıkarma imkanı tanımaktadır. Bu yeteneklerden bazılarını öğrenmek isteyen kişiler için, bir model olarak hizmet etmek istediklerinde, adreslerine ulaşmak yeterli olacaktır. (syf.100) 3. Akran Eşlenimi: Nedenini ve niçinini sorabilecekleri bir partner bulma ümidiyle içinde bulunmayı arzuladıkları öğrenme aktivitesini tanımlamaları için kişilere imkan tanıyan bir iletişim ağıdır.(syf.100) 4. Serbest Eğiticilere Kaynak Hizmeti: Bu uygulama; profesyonellerin, paraprofosyenellerin ve serbest eleman olarak çalışacakların adresi ve kısa tanımlarının ve hizmetlerine katılma koşullarının da yer aldığı bir dosyada ki listelerden oluşmaktadır. (syf.100) Ephimetousçu İnsanın Tekrar Doğuşu ‘‘Umut, doğa tanrıçasına duyulan imana dayanmaktadır. Beklenti ise burada kullanacağımız gibi insan tarafından planlanan ve kontrol edilen sonuçlara dayanma anlamına gelmektedir. Umut kendisinden bir hediye beklediğimiz kişiye duyulan istekte odaklanmaktadır. Beklenti, iddia etme hakkına sahip olduğumuz şeyi üretebilecek tahmin edilebilir bir süreçten memnuniyeti sabırsızlıkla beklemektir.’’(s:129) Illıch planlanmamış hiçbir şeyin arzu edilebilir olmadığından bahseder. Öğrencilerin okulda aldıkları eğitim planlanmıştır yani bu eğitimi ve hayat tarzını isteyebilirler fakat hiçbir zaman umutlarının yerine koyamazlar. Aynı şekilde devlet müfredatı kullanarak onu eleştirmeyen, sorgulamayan ve ona karşı gelmeyen bireyler yetiştirmeyi hedefler ki bu, bir toplumu hissizleştirip yok etmenin en acımasız yollarındandır. Illıch ümidini yitirmeyenlere bölüme de ilham olan ‘’Ephimethean’’ isminin verilmesini istemiştir. Kitabın dili gerçekten zorlama asla akıcı olmayan bir dil orijinal dilinin iyi olduğunu fakat çevirinin kötü olduğunu varsaymak istiyorum. Başlarda dil daha yoğun geliyor fakat anlatış tarzına ve terminolojiye alışınca çok daha heyecanlandırıcı ve ilgi çekici bir hale geliyor. Kitabı bitirme süremi ortalamamı aştı, çevirinin iyi olmamasının yanında çok da kolay bir anlatımı yok ama konuların düzeni, anlatılma sırası olarak gerçekten etkileyici. Illıch’in özellikle kitabı bir şiirle bitirmesi çok hoşuma gitti her ne kadar şiir de çeviriden payını alamamış olsa da. Illıch’in seçkin anlatış tarzının yanında verdiği örnekler de sarsıcı darbe etkisi bırakıyor.
Okulsuz Toplum
Okulsuz ToplumIvan Illich · Şule Yayınları · 20183,950 okunma
··
177 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.