Gönderi

Türkiye'de benzer bir olay olmuştu diye hatırlıyorum..
İnsanın kendi ölümünü satın almasının tek yolu Ötanazi Klinikleri'ne başvurmak değildir. Giderek daha fazla tutulan Suikast Kulüpleri de var. Ölmek isteyen, ancak işi kendi başına yapamayacak kadar korkak olanlar düşük sayılabilecek bir ücret karşılığında kendi sayım bölgelerindeki Suikast Kulübü'ne üye olurlar. Bir suikastçı, yeni üyeyi öldürmekle görevlendirilir. Müşteriye herhangi bir açıklama yapılmaz, o ölümüyle ilgili hiçbir şey bilmez. Ne ölüm tarihini, ne nerede öldürüleceğini, ne kullanılacak yöntemi, ne de suikastçının kimliğini. Bir bakıma, her zamanki gibi yaşayıp gider denilebilir. Ölüm ufuktaki bir olaydır onun için; kesin olmaya kesindir, ama hangi kılıkta geleceği bilinmez. Suikast Kulübü'nün üyeleri yaşlılıktan, hastalıktan ya da bir kaza sonucunda ölmeyeceklerini, pek de uzak olmayan bir tarihte bir şiddet eylemiyle ansızın can vereceklerini bilirler: Kafalarına sıkılan bir kurşun da olabilir bu, sırtlarına saplanan bir bıçak da, gece karanlığında boğazlarına sarılan bir çift el de. Bana kalırsa bütün bunların amacı insanı daha dikkatli, daha uyanık bir durumda tutmaktır. Ölüm soyut bir kavram değil, hayatın her dakikasını zehir eden bir olasılıktır artık. Kaçınılmaz olana uysallıkla boyun eğeceklerine, suikast müşterilerinin hareketlerinde bir canlılık görülür, daha uyanık davranırlar. Her şey yeni bir anlam kazanmış gibidir, hayatın anlamına varmış gibidirler. Çoğu verdikleri karardan dönüp yaşamayı seçerler. Gelgelelim o iş biraz zordur. Çünkü Suikast Kulübü'ne üye olanların üyelikten çıkmalarına izin verilmez. Öte yandan insan kendisine suikast yapmaya kalkışan kişiyi öldürebilirse canını kurtarabilir ve –isterse - suikastçı olarak işe alınabilir.
·
12 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.