Gönderi

On dokuzuncu yüzyıla gelindiğinde Avrupa'daki insanlar dinin aslında zararlı olduğunu düşünmeye başladılar. Ludwig Feuerbach (1804-72) dinin toplumları insanlıktan uzaklaştırdığını savunuyordu, Karl Marx (1818-83) dini hasta toplumun belirtisi olarak görmekteydi. Gerçekten de o dönemin mitolojik dini sağlıksız bir çelişki yaratabilirdi. Dönem bilim çağıydı, insanlar geleneklerinin yeniçağa uygun olduğuna inanmak istiyorlardı, ancak bu mitlerde dile getirilen öykülerin olduğu gibi anlaşılması gerektiğini düşünüyorsanız, bu olanaksızdı. Bunun sonucunda Charles Darwin'in (1809-82) yayınladığı Origin of Species (Türlerin Kökeni) ile birlikte bir furya aldı yürüdü. Kitap dine saldırmayı amaçlamıyor, ancak bilimsel bir varsayımı enine boyuna irdeliyordu. Gelgelelim, o sırada halk Yaradılış evrenbilimlerini gerçekmiş gibi okuduğundan, pek çok Hıristiyan inanç yapısının tehlikede olduğunu düşünüyordu - hâlâ da öyle düşünür. Yaratılış öyküleri tarihsel doğrular olarak görülmemişti hiç; onların amacı tedavi etmekti. Oysa Yaradılış'ı bilimsel anlamda geçerli gözüyle okumaya başlarsanız, bilimde ve dinde yanlış sonuçlara varırsınız.
Sayfa 92 - Merkez KitaplarKitabı okudu
·
1 görüntüleme
işcan