Yalom'un ilk olarak Nietzsche ağladığında kitabını okumuştum ve okumaya doyamamıştım. Bu kitabın konusu da yine benim özel ilgi alanım olan Varoluş felsefesiyle bağlantılıydı. Okumaya ilk başladığımda Nietzsche ağladığında ile aşırı benzerliği beni biraz hayal kırıklığına uğratmıştı daha sonra ise farklılıklar ortaya çıkınca okumaya başladığıma değdini anladım. Kitap grup terapisini ele alıyor ve grup terapsiyle ilgili şunları anlamanızı sağlıyor; grup için küçük bir ekosistem/ dünya oluşturuluyor ve herkes dış dünyadaki rolüyle aynı rolü oynuyor bu şekilde dış dünyada yaşanan problemler bu ekosistemde de yaşanıyor ve bu problemlere çözüm getiriliyor. Şimdi kitaba geri dönersek kitap bölümler halinde ilerliyor birinci bölüm kitabın ana karekteri psikoloğumuz Julius'un onun yaşadıkları ikinci bölüm ise Arthur Schopenhauer'un biyografisi diyebileceğimiz Julius'un yaşadıklarını tarihsel kuvvetlendirme yoluna giden kısımlar her bölüm tahmini 8-10 sayfadan oluşuyor ve sanırım 40'tan fazla bölüm var. Kitabın ikinci karekteri Philip, Schopenhauer'un iki asır sonraki hali tamamiyle Schopenhauer'un düşüncelerini paylaşıyor. Bazı kısımlarda Philip gibi yalnız, düşünsel olarak stabil olmak istediğimi inkar edemem ve sonunda Schopenhauer'un tedavisi diyebileceğimiz Schopenhauer felsefesinin çöktüğünü görememek beni üzdü. Okumaya gerçekten değecek bir kitap ayrıca *spoiler spoiler spoiler spoiler* son sayfalarda Julius'un tamam oğlum seninle ilgilenecegim ve sorununa haftaya çözüm getireceğiz dedikten sonra kitabın: "bir sonraki oturum olmadı çünkü son oturumdan sonra Julius 2 gün sonra öldü" kısmını okuduğumda o kadar şaşırdım ki 3-4 defa tekrar okudum.*spoiler sonu* Okunmaya değer, Varoluş felsefesine ilginiz varsa kesin okumanız gereken bir kitap.

Bugünü Yaşama ArzusuIrvin D. Yalom · Pegasus Yayınları · 20173,352 okunma

·

17 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sisyphus