Dünyadaki yaşantımız; geceyi çok lüks bir köşkte ya da mütevazı bir kervansarayda geçiren birinin yaşantısına benzer. Ne o köşkün lüksü karşısında zevkten kendimizi kaybetmeli, ne de kervansarayın tasarrufu karşısında hevesimizi kaybetmeliyiz. Çünkü her iki durumda da sadece bir gecelik misafiriz ve ömrümüzün geri kalanını, şimdiden hazırlamamız gereken bir evde geçireceğiz.