Gönderi

136 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Pişman Olma Hakkı
İnsanların, kendilerini kitlelere bırakmalarını, orada kendi benliklerini unutup topluca bir düşüncenin veya bir aksiyonun arkasında yok olma arzularını hep merak etmişimdir. Ayrı ayrı saygın, aşağılık, iyi, kötü, güzel ya da çirkin olmaları fark etmiyor. Bir futbol maçına gidip orada kitlesel olarak hakeme öfkelenmek belki de küfretmek ya da bir gole sevinmek… Haber bültenlerinde siyasilerin düşman ilan ettiği kişilere öfke kusmak… Yalnızca bir duyum ile caddelerde bir bireyi linç etmek… Tüm bu içgüdüsel davranışların arkasında yatan temel sebep nedir? Kısa süreliğine de olsa, toplumsal normların veya bireysel vazifelerin ağırlığından kurtulmak mıdır amaç? Sorgulama mekanizmasının kontağını kapatan ve yalnızca ani gelen bir hisle, kitlesel büyük bir duygu yoğunluğu ile hareket etmenin sakıncalarını, zararlarını, yanlışlığını toplumlar hiç deneyimlemedi mi? Toplumların ders çıkarmak gibi bir kaygısı olmadı zira asla sağlam bir hafızaya sahip değildiler. Toplumsal hafıza, geriye dönük olarak değiştirilebildiğinden insanların rahatça yönlendirilmesi, hatalardan ders çıkarılmasına hep engel teşkil etti. Günümüzde futbol maçlarını izleyerek öfke kusan insanlar, evvelden arenalarda birbirini öldüren insanları seyrederken kustular öfkelerini ya da bir suçlunun idamı sırasında! Değişen pek bir şey olmadı... Kitabı iki farklı yönden değerlendirmek mümkün. Birincisi suçlunun gözünden toplumun kitlesel olarak nefret salgılamasının nedenlerini irdeleyerek, ikincisi ise toplumun ve adaletin suçluyu yargılarken ki tutumlarını değerlendirmek. İlk yönünü insanların kitlesel olarak hareket etmeleri ve buna bağlı kimi aksiyonların alt nedenlerini kendimce sorguladım ve düşüncelerimi yazıya döktüm zira kitabı okurken bende uyanan düşünceler bunlardı. İkinci yönünü değerlendirirken zannediyorum ki ülkemizde bu konu üzerine kafa yormuş çoğu bireyden ayrılacağım. Yazar, ana karakterin ölüme giden yolculuğunda iç dünyasının çatışmalarını, iniş çıkışlarını ve çalkantılarını kaleme almış. Elbette bunu karakterin ağzından anlatıyor olması okurunu daha farklı etkiliyor. Ek olarak yazar, özellikle mi yaptı bilmiyorum; mahkûmun bir suçu olduğunu biliyorsunuz, cinayet işlenmiş fakat bu cinayete istinaden hiçbir detay yok. Kim haklıydı? Mahkûm zorunda mı kaldı? Nasıl oldu? gibi sorular hep havada kalıyor. Bu soruları es geçtiğinizde okur olarak ana karakterin kişiliğine odaklanıyorsunuz, karakter de eğitimli, ailesine önem veren özetle aslında iyi bir insan olduğu düşüncesi zihninize doğuyor. Sonrasında şu kanıya varıyorsunuz: Cinayet işlemiş iyi bir insanı yargılamak kadar eziyet verici daha başka bir eylem olamaz! Yargılanan insan iyi bir insan olunca siz de daha duyarlı olma, empatiyi olabildiğince fazla yapma gereksinimi duyuyorsunuz. Gerçekten İyi bir bireyden bahsediyoruz! Çocuğunun geleceğini, onurunu düşünecek kadar sorumluluk sahibi ve fazlasıyla da pişman olan bu suçluyu, bir yerinden tutarak aklamak istiyorsunuz. Bana göre bu noktada yazar aslında amacına fazlasıyla ulaşıyor. Bizler toplumun söz hakkı olan bireyleri olarak haksız ve onursuz yargılamalara ses çıkarmak zorundayız. Hakimler ve savcılar da yargılama mercii olarak kesinlikle ve kesinlikle insanın suçunun caniliğine ya da iğrençliğine bakmaksızın hassas bir şekilde yargılamak zorundalar. Bizler, bir Tanrı kadar her detaya hâkim olamayız, en ufak bir haksız yargılamanın ve sonuçlarının vicdanını gönlümüzde taşımalıyız. Güçlerin adalet sisteminde birer çark olmamalıyız. Şeklinde çıkarımlarda bulundum. Kendimce yani. Bilemiyorum… En azından pişman olma hakkını tanıyabilirdik... “Aslında daha fazla pişman olmak isterdim. Mahkûmiyet kararından önce daha fazla vicdan azabı çekiyordum; ama o andan beri sanırım zihnimde sadece ölümle ilgili düşüncelere yer var.”
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023122.1k okunma
··
93 views
Fatma Acar okurunun profil resmi
Çok sevdiğim bir kitabı çok güzel incelemişsin. Emeğine sağlık. Bazen iğrendiğimiz bir suçu işleyen birine müthiş bir öfke ile idam isteyebiliyoruz. Belkide haklıyız. Fakat bu kitaptan sonra o son günlerin azabını içimde hissettim. Çok etkileyiciydi. Kitabı 1000kitap a katılmadan önce okumuşum😊burada incelemem yokmuş. Ben de gireyim ilk fırsatta.
Anıl okurunun profil resmi
Teşekkür ediyorum güzel düşüncelerin için. :) İdam üzerine saatlerce konuşulabilir, idamı isteyenin de istemeyenin de haklı çıkacağı yönler muhakkak olacaktır. Fakat ben adaletin yüzde yüz sağlanamadığı ve güçlerin etkisinde olan bir adalete idamı silah olarak teslim etmeyi tartışmaya dahi açmam. İyi ki zamanında Victor Hugo böylesine bir kitap yazmış ve hümanizm in öncüsü olmuş da bir şeyler değişmiş. Edebiyat iyi ki var! İncelemeni girdikten sonra haber edebilir misin zira kaçırmak istemiyorum. Keyifli okumalar. :)
Fatma Acar okurunun profil resmi
Çok haklısın. Teslim edebileceğimiz yerlere güvenmedikten sonra verilmesi istenen cezaları da misli misli düşünmek gerek. Uzun vakit geçtiği için eski yorumu buraya yazacağım 🤭 Instagramda uzun uzadıya yorumlar yapamıyoruz maalesef. Benim de tek depolama alanım orası 😊
Bu yorum görüntülenemiyor
Nympheutria okurunun profil resmi
Anıl hocam harikulade bir inceleme. Güzel olmasının yanı sıra okurken birçok şeyi de durup düşündürttü şahsen bana. Teşekkürler bunun için de :)
Anıl okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim Aykut bu güzel düşüncen için, beğenmiş olmana sevindim. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.