Aslında çok okunur bu kitap demek ki yeterince dolaşıma sokulamamış. Vasatlığın ya da diğer adıyla popüler olanın eleştirisi en az popüler kadar satar çünkü. Son derece okuyan bir toplum olduğumuz halde okumadığımız noktasındaki yaygın efsaneye dört elle sarılan kötücül pezevenkler çok sever bu kitabı, demek ki keşfedememişler henüz. Toplumu yerin dibine batıracak ki kendini öne çıkarabilsin. Herhangi bir yerde ''Keşke okusak o zaman böyle bir ülke olmazdık!'' serzenişleri duydum mu hemen tabancama davranırım Göring gibi. Sanki aydınlanma çağındayız ve dolayısıyla bilgiye ulaşmanın tek yolu kitap okumakmış filan gibi arkaik tutumlara tahammülüm yok. Buna rağmen sabrımı zorlayıp bitirdim. Yer yer kötümserlik aslında diri tutar, iyidir ama kötücüllük başka bir şey. Muhtemelen marksist olduğunu iddia eder bu yazar ama çıkarımlarının marksizmle pek alakasını kuramadım. Evrende küçücük bir toz parçası olduğumuzdan hareketle egomuzu dizginlememiz gerektiği falan bunlar gayet islamik söylemler. Keza akbaba tarafından izlenen sudanlı çocuk fotoğrafı üzerinden diğer insanları suçlamak gibi hristiyan sosyalizmi kokan işlerin marksizme ilişkin bir tarafı yok. Bunlar facebookta orada burda starbucks'a giden insanlara kin kusan ve kapitalizmi buralarda arayan müptezellerin yapacağı iş. Halbuki marksizm esasen üretime ilişkin bir şey ve aranacaksa orada aranmalı, insanların hangi marka kullandığı, hangi mağazaya gittiği filan bunlar gereksiz dedikodular, mahalle karılarının yapacağı işler. Taylan kara, Fatih yaşlı gibi Yalçın Hoca ekolünden gelenleri okuduğumda Yalçın Küçük eyvallah ama Yalçınküçükçülüğün sapmalara ve sapkınlıklara son derece elverişli bir alan olduğunu fark ediyorum. Dolayısıyla hocanın değerini bir kez daha anlıyor ve iman ediyorum.

Vasatlığa Giriş DersleriTaylan Kara · Hayal Yayıncılık · 201543 okunma

·

106 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Baba