Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

“AYAKLI KÜTÜPHANELER” M. NİHAT MALKOÇ “Ayaklı kütüphane” ifadesi aslında bir deyimdir. “Çok şey okumuş, her sorulana cevap veren, çok şey bilen, okudukları aklında kalmış kimse…” anlamlarına gelir. Eskiden bu çeşit insanlar çok vardı ülkemizde. Günümüzde de var; ama eskisi kadar değil. Değerli araştırmacı-yazar, tarihçi, gönül insanı Dursun Gürlek, yazdığı bir kitabına “Ayaklı Kütüphaneler” adını vermiş. Kubbealtı Neşriyat tarafından yayımlanan bu kitapta ömrü okumak ve kitap peşinde geçen “Gelenbevî İsmail Efendi, Mütercim Âsım, Kethüdâzâde Ârif Efendi, Hoca Tahsin Efendi, Ömer Hilmi Efendi, Ali Emirî Efendi, Babanzâde Ahmet Naîm, Muallim Cevdet, Ömer Ferîd Kam, İsmâil Fennî Ertuğrul, İsmâil Sâib Sencer, Nurullah Pertev Bey, İbnülemin Mahmud Kemal İnal, Mükrimin Halil Yınanç, Hacı Muzaffer Ozak, Ali İhsan Yurt” gibi isimlerin hayatlarından kesitlere yer veriliyor. “Ayaklı Kütüphaneler” 391 sayfadan meydana geliyor. Kaleme aldığı kıymetli eserine “Ayaklı Kütüphaneler” adını veren Dursun Gürlek, kitabın Önsöz’ünde “ayaklı kütüphaneleri şöyle tavsif ediyor: “Canlı kitap olarak tavsif edilen ayaklı kütüphanelerin birinci özelliği, kendilerine yöneltilen soruları anında ve doğru olarak cevaplandırmalarıydı. Bunlar ‘Kitaba bakarak cevap vermek, kabak bağlayarak yüzmeye benzer’ diyorlardı.” Kültür tarihimizle ilgili birbirinden kıymetli eserler kaleme alan Dursun Gürlek, bu kısa açıklamadan sonra meşhur “ayaklı kütüphaneler” hakkında şu izahatta bulunuyor: “Meselâ, zamanım boş geçmesin diye yemek yerken bile kitap okuyan, yüzlerce talebesine yolda ders veren büyük müfessir Fahreddin-i Râzî; ‘Türklerin Faziletleri’ adındaki eseriyle faziletini ispat eden, sadece gündüzlerini değil, gecelerini de kütüphanelerde geçiren ünlü Arap edebiyatçısı Câhız; Fâtih'in kütüphane memurluğunu, daha doğrusu hâfız-ı kütüplüğünü yapan ve bu büyük hükümdarla şakalaşacak kadar itibar sahibi olan Molla Lütfi; ‘Altmış beygir kuvvetinde yazı makinesi’ diye anılan ve iki yüz yirmi beş eseriyle bu unvanı hak ettiğini gösteren Ahmet Mithat Efendi; mezar taşında kendisinden ‘Asrımızın İbn-i Kemal'i’ diye söz edilen tarihçi, dilci, maarifçi, idareci, hukukçu, şair Ahmet Cevdet Paşa; tek başına ansiklopedi yazan Şemseddin Sami; ‘Destursuz Bağa Girenler’i sîgaya çeken Orhan Şaik Gökyay; ancak devletin veya müesseselerin üstesinden gelebileceği bir işi tek başına yaparak ‘Eski Harflerle Basılmış Türkçe Eserler Kataloğu" adındaki beş büyük ciltten oluşan hazineyi ortaya çıkaran M. Seyfeddin Özege; ‘Allah'ın, iç gözü daha iyi görsün diye dış gözünü kapadığı gerçek ve sâhici münevver’ diye övülen Cemil Meriç gibi şahsiyetler işte bu ayaklı kütüphanelerden bazılarıydı.” Araştırmacı-yazar Dursun Gürlek’in “Ayaklı Kütüphaneler” adlı eserinde günümüzde, nesli tükenmeye yüz tutmuş kitap âşıklarının çileli hayatlarına ışık tutuluyor. Bu insanların kitaba ne kadar büyük değer verdikleri, bir yazma eseri elde etmek için ne büyük sıkıntılara göğüs gerdikleri örneklerle anlatılıyor. Bugün kütüphanelerimizde bulunan yüzlerce yazma eser, tarihin çöp sepetine atılmaktan kurtulmuşsa bunu bu vefalı insanlara borçluyuz. “Ayaklı Kütüphaneler” adlı kitapta anlatılan bütün isimler, okumayı hayatlarının esas gayesi edinmişlerdir. Fakat bunlardan Ali Emirî Efendi çok daha önemli bir iş yaparak tarihe geçmiştir. Ali Emirî, ilk Türkçe ansiklopedik sözlük olan ve ikinci bir nüshası bulunmayan Dîvân-ı Lügâti’t-Türk’ü, o zamana göre çok yüksek bir fiyatla, 33 altın vererek sahaftan satın almıştır. Bu kitapta o kıymetli kültür hazinesinin geniş hikâyesini de bulmak mümkündür. Sözümü “Ayaklı Kütüphaneler”in yazarının şu ifadeleriyle bitirmek istiyorum: “Hiçbir iddiası olmayan bu basit eserimizde ‘yıldızları konuşturan âlimden, kafasının içi müdürlüğünü yaptığı kütüphane kadar zengin olan hocaefendiden, ölüleri dirilten ve mezarlara hayat veren kitâbiyyât bilginimizden, kahvelerde ders veren ünlü tarihçimizden kısaca bahsederek ayaklı kütüphanelere birkaç örnek vermeye çalıştık. ‘Ayaklı Kütüphaneler’, eğer sizi ayaklandırır, böylece kitap hazînelerine ayağınızı alıştırırsa, biz sadece mutlu oluruz.”
··
57 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.