Gönderi

343 syf.
·
Puan vermedi
Klasik bir töre hikayesi…Van Gölü’ne yakın bir kasabada yaşayan 17 yaşındaki Meryem’in, amcası tarafından tecavüze uğraması ile başlar aslında benzerlerinin birçok kez yaşandığı hikaye. Meryem daha doğarken yetim kalmış bir kızdır. Annesi doğumda öldükten sonra babası başka bir kadınla evlenir. Meryem’in babası amcasına göre silik kalmış bir karakterdir. Bu yüzden evde babasının değil amcasının sözü geçer. Amcası herkes tarafından şeyh olarak bilinen, din adı altında insanlara ahlak bekçiliği yapan bir karakterdir. Meryem amcası tarafından tecavüze uğradıktan sonra kasabadaki birçok kişi tarafından suçlu olarak anılır. Onların gözünde Meryem lanetli ve kirli bir kişiden başka hiçbir şey değildir. Tecavüze uğramıştır fakat bunu kimin yaptığı, nasıl olduğu sorgulanmamıştır. Adı lekelenen yine kendisi olmuştur. Zaten yaşadığı toplumda kadın olmak bile bir suç olarak algılanırken, Meryem’in masum olmasına rağmen bu tepkilerle karşılaşması hiç şaşırtıcı olmasa gerek. Meryem'e suçun cezası olarak bir izbeye kapatıp kendilerince iki kader sunarlar ; Ya o izbenin içinde intihar ederek kendisini öldürür ya da kendisiyle aynı kaderi paylaşan diğer kızlar gibi İstanbul'a gider. Onun için İstanbul'a gitmek bir kurtuluştur. Çünkü Meryem saftır İstanbul'a giden kızlara özenir. Gidenlerin bir daha dönmeyişinin bir özgürlük olduğunu düşünür. Orada ölüme kurban gittiklerinden bihaberdir. Toplum kadına bu özgürlüğü vermeyecek kadar kötü zihniyettedir. Kadın dediğin daima hor görülen, ezilen, namus timsalinden başka hiçbir şey değildir. Yemek yapmak, hizmet etmek, çocuk doğurmaktan başka bir işe yaramayan değersiz bir varlıktır. Kadın bir hiçtir.
Mutluluk
MutlulukZülfü Livaneli · Remzi Kitabevi · 200836,4bin okunma
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.