Gönderi

Uzun zamandır rafta duran ve bir türlü okuma fırsatı bulamadığım bir kitap Tutunamayanlar. Bilmiyorum sizlere de oluyor mu, az önce içim daraldı birden bire. Aldığım nefes yetmedi sanki. Gözüme çarptı Tutunamayanlar. Aldım elime rastgele bir sayfa açtım. Sizlere o satırları aktarmak istiyorum. “Ayrılınca insanların birbirlerine hemen yabancılaştıklarını, eski havayı bir türlü canlandıramayacaklarını düşünüyordum. Kesintilere dayanamıyordum. Kuşkulu ve ürkektim. İnsanlara, ancak benim yanımda oldukları zaman güveniyordum. Benden ayrılınca beni yargılamaya başlayacaklarını ve tekrar bana döndüklerinde, artık eski sevgilerinin tükenmiş olacağını düşünerek korkuyordum. İnsanlara çok önem veriyordum aslında. Benim için ne düşünecekler diye içim titriyordu. Yatağa yatınca, o gün yapmış olduğum aptallıkların utancı içinde kıvranırken, bütün bu kusurlarımı onların da görmüş olduğunu ve onların da yatağa yattıkları zaman, benim gibi, olayları gözden geçirince benim saçmalamış olduğumu birden göreceklerini ve benden nefret edeceklerini, daha kötüsü, artık bana aldırmayacaklarını düşünüyordum. Onlardan hiç ayrılmasam, onları sürekli konuşmalarımla serseme çevirsem, onların bu ağır yargılarından kurtulabileceğimi ümit ediyordum. Şeker kralı başka masada oturuyor ve ben, onun da benden artık sıkıldığını sanıyordum. Beni kötü sonuçların beklediğini kuruyordum kafamda. Daha doğrusu ben kurmuyordum; kafamda kurulu bir makina vardı ve bu makina durmadan, ara vermeden düşünceler, izlenimler sıralıyordu. Bu makinanın idaresi benim elimde olsaydı, yalnız istediğim şeyleri, istediğim sırada düşünebilseydim neler başarmış olacaktım. Kafamda bir sürü süprüntü düşünce olmasaydı, bazen benim bile beğendiğim düşüncelerle dolu olsaydı beynim… Kaybediyordum; düzensizlik ve duruma hakim olamamak yüzünden kaybediyordum.” Bir insan hiç tanımadığı bir insanın içinde bulunduğu durumu ancak bu kadar mükemmel tarif edebilirdi. An itibariyle başlıyorum sana Tutunamayanlar.
·
2 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.