Kanâat, yani, insanın hayatını sürdürebileceği kadar dünyalıkla
yetinmesi, kendini başka şeylerden alıkoyabilmesi, gerçek zenginliğin
ta kendisidir. Zaten Hz. A li de “ kanâatin tükenmeyen
bir hazine olduğunu” söylemiştir. Kanâat insanı
güçlü yapar. Mutluluk ve selâmet dolu bir hazine olan kanâatin
Kıyâmete kadar tükenmesi veya yokolması söz konusu değildir.
Her kim kanâat sahibi olursa, izzet ve şerefi saat saat artar. Kanâat
doğru yolun yolcularının niteliğidir; gönlü kapkara olanların değil.
Hatîb-i Fârisî’ye göre, fakirlik iddiasında bulunanların bu
iddialarını kabul edebilmek, onların lûtf sahibi olup olmadıklarına
bağlıdır. Hz. Muhammed lûtfu, “ Allah’ın emrine tâzim, mahlûkatına
şefkat göstermek” olarak târif etmiştir. O halde Allah’ın
bir mahlûku olduğu için yılana bile şefkat göstermelidir. Lûtf ancak
gerçek velîlerin kârıdır. Lûtf sahibi olmayan fakir, aslâ gerçek fakir
değildir.