Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Esranın Nura Ulaşması Hikaye… ESRA İstanbul’un en güzel semtlerinden biri olan Eyüp’te oturmaktadır. Kendisi liseyi bitirmiş akıllı bir kızdır. Ailesi fazla sıkmamış rahat büyümüş, rahat yetiştirmiştir. Çevresinde bir tane arkadaşı vardır ki mahalleye daha yeni taşınmalarına rağmen ona imrenir. Yürüyüşü, davranışı herşeyi o kadar hoşuna gider ki ondaki bu davranışları oda yapmak istese de yapamaz. Arkadaşı tam bir İslam hanımefendisi ehli sünnete göre giyinmiş mükemmel bir uslübu vardır. İsmi gibi kendisi de Nur yüzlüdür. Çevresindekilerin nazarları arasında yaşamını devam ettirir. Nur tam bir İslam kızı, ailesi tarafından çok güzel yetiştirilmiş İslam çiçeğidir. Esra o gün Nur ile sohbet için yanına gider. Ondan ögrenecekleri olduğunu sezmişti. Yakınlık hissetti Nur’a karşı, diger kız arkadaşlarında olmayan samimiyet, güler yüz vardı Nur’da. Biraz çekinerek Esra sohbete başladı: __ Nur daha yeni taşınmanıza rağmen hemen sana ısınıverdim. sende diğer kızlarda bulunan diğer genç kızlarda bulunan hareketler yok. Davranışların sanki değişik, yapmacık hareketleri göremiyorum. Aynı yaşta olmamıza rağmen çok olgun düşünüyor ve ciddiyetle karar veriyorsun. Konuşman, oturup kalkman, kıyafetin, sadeliğin ne biliyim işte çok farklısın. İtiraf etmeliyim ki arkadaşım sana hayran kaldım. Seni bu kadar farklı kılan ne anlatabilir misin bana? Birbirimizi fazla tanımasakta bunu çok merak ediyorum. Çünkü benin hayatım eğlence, müzik, tv, telefon belirli bir zaman sonra ne yapacağımı düşünüyorum. Nur bu övgüler karşısında utanmıştı ama kararlıydı. Esra’ya doğru olanı, İslam’ın güzelliklerini anlatıcaktı. __ Bak Esra ben senden farklı değilim aslında. Bizi farklı kılan, İslam’a göre yaşayıp yaşayamamak. Sen hiç eline dini kitap alıp okudun mu? __ Hayır okumadım. __ Peki nedenini sorabilir miyim? Yani okumana engel neydi, vaktin yok muydu? __ Bilmiyorum, bana daha önce kimse böyle sorular sormadı. Açıkçası bu soru karşısında şaşırdım. Madem sordun anlatayım Nur. Ailem beni rahat bıraktı herşeyde. Ben senin gibi kapalı değilim. Annem ve babam beni dini konularda hiç eğitmediler. İstediğim zaman, istediğim yere çıkar gezerim tıpkı erkekler gibi. Çok arkadaşım vardır, çıkar gezeriz eğleniriz. Mesela makyaj yaparım. Anlayacağın ne oturup kitap okumayı düşündüm ne de gezip tozmaktan vakit bulabildim. __ Şimdi anlaşıldı Esra. Aile düzeni sana dini konularda hiç yardımcı olmamış. Çevrendeki arkadaşlar senin kitap okuyup ilim öğrenmene engelse hepsi boş arkadaşmış. Sana bilgi sunabilecek arkadaşın yok. Esra, Allah bizleri gezin eğlenin, dünyaya doyun diye yaratmadı. Bizi kendine karşı sorumlu kıldı ve bizleri kendine ibadet etmemiz için yarattı. Sen hiç ölümü düşündün mü, yok olmayı ? ALLAH seni mükemmel yaratmış. Elin, ayağın, kulağın, başın… Sana birisi böyle hediye verse sen bu hediyeyi alınca ne yaparsın? Sevinirsin sevinir ve ona teşekkür edersin. Şimdi iyi düşün Esra. Allah da sana sayısız nimet hediyesi vermiş yemek içmek güzellik vs vs.. Bu nimetler için Allah’a şükrettin mi hiç! Esra kendinden iyice utanıyordu. Gerçek halini birinden duymak onu hem düşündürdü hem de pişman olmaya başladı. __ Yok Nur kardeşim ben dedim ya dini konularda hiç bilgim yok şükür nedir bilmem. Senin gibi olmayı çook isterim Nur. Konuşmaların çok farklı, ve beni etkilediğin aşikar. Sende beni çeken birşeyler var. Herhangi bir arkadaşımın yanında kahkaha ile gülebilirim ama senin yanında gülemiyorum. Nur, bana dinimizin güzelliklerini, emirlerini yasaklarını anlatır mısın? Esra’nın azmini gören Nur sevinmişti: __ Akşam oldu Esra. Sen şu kitabı al uyumadan önce oku olur mu kardeşim.. Sabah yine gel kaldığımız yerden sohbete devam ederiz inşallah… Kitabı eline alıp inceleyen Esra sormadan edemedi: __ Mehmet Oruç, “Kainatın Efendisi” Nur bu kitap biraz kalın mı sanki? __ Esra sen oku onu kalın değil.. Dinimizi ilk önce Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’den, yaşantısından tanı. İslam’ı gerçekten öğrenmek istiyorsan, kitabı okuyacağına dair bana söz verir misin Esra? __ Evet evet dinimizi öğrenmek, senin gibi olmak istiyorum Nur. Şurda bir kitap daha var, masanın üstündeki.. “Ölüm ve Ötesi” İmam-ı Gazali.. Nur dikkatimi çekti bu kitap, alabilir miyim? __ Tabii ki alabilirsin Esra.. Ne o merak saldın şimdiden kitaplara. Güzel şeyler bunlar, okumayı asla bırakmamalı. Havanın kararmaya başladığını farkeden Nur yarın görüşmek üzere Esra’yı yolculadı: __ Geç oldu namaz vakti geçiyor.. Sen de git istersen Esra yarın görüşürüz inşallah Tamam kardeşim, der Esra ve arkadaşını kapıya kadar uğurlar Nur. Akşam eve giden Esra’ya anne ve babası nerde olduğunu sormazlar bile. Esra Nur’a verdiği tutmak ister. Kitapları yatağının başucuna koyar, telefonunu kapatır ve yatağına oturur. Gün boyu konuştukları konular bir bir aklına gelir. Ölüm, nimetler, hediye… Düşünür durur Esra. Kainatın Efendisi kitabını eline alır ve dinimize karşı atılan ilk adım, kitapların sayfası ile birlikte açılmaya başlar.. Sanki yıllardır kitap okumaya aç gibi heycanla çevirir sayfaları. Peygamber Efendimiz’in gençliği, evliliğini, geç vakitlere kadar okur. Odanın ışığı sönmek bilmez o gece. Kitapta da baya yol katetmiştir Esra. İlk günün yorgunluğundan, kitap kucağında uyuya kalmış halde sabahlar.. Sabah olur uyanır Esra, bir bakınır etrafa.. Pencereye doğru ilerler ve perdeyi aralar. Haliç’e doğru bakar. Gözleri Efendim der. Sorgular kendini “Biz nasıl ümmetmişiz böyle?” diye.. “Sen ne mükemmel insanmışsın, seni bilgi çağında görememişiz, facebook’ta msn’de geçirdiğimiz vakti seninle geçirmemişiz.” der durur. İlk defa ağlamaya başlar. Daha kitabın başında olmasına rağmen onu farklı duygular sarar. Düşünceler etrafında tavaf eder durur. Aklına birden Nur gelir. Alelacele toparlanır kahvaltısını yapar ve Nur’ların evine gider. Çaldığı kapıyı güler yüzle açan Nur, içeri Esra’yı buyur eder ve: __ Hosgeldin buyur Esra. Bilgisayardan birşeyler okuyordum facebook’ta. Sen de okumak ister misin? Esra merakla sorar: __ Ne okuyorsun Nur’cum? __İSLAMİ TESETTÜR NASIL OLMALI???? adında bir sayfa var o sayfayı okuyorum canım.. Senin de okumanı isterim. Yalnız gizlilik ayarlarının hepsini kapat, çevrimdışı gir ve öyle oku. Profilinden de resimleri kaldır. __ Neden ki Nur? Neden kaldırayım ki resmimi, kime ne zararı var? __ Kardeşim sen Müslüman kızısın. Her ne kadar ailenden dini eğitim almamış olsan da illa ki lisede birşeyler öğrenmişsindir. Resim koymaman daha uygun olur. Seni gören kişiler günaha girebilir. Güzelsin, güzel kız derler. Bu sayfa gercekten güzel bilgiler ögretiyorlar dinimize dair. __ Tamam kardeşim, facebook’a girip beğenelim önce.. Bu arada verdiğin kitabı okumaya başladım Nur. Çook güzelmiş. Allah senden razı olsun. Bana Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem i oku dinimizi öğrenmek için demiştin. Gerçekten çok müthiş bir insanmış. Esra’nın gözleri dolar. Erkam’ın evindeki gizli tebliği anlatır Nur’a heycanlı heycanlı.. Nur, Esra’daki bu ani değişime sasırır. Bu kadar çok merak edeceğini bilememiştir. Ama gülümser ve der ki, “Allah dilerse hersey olur.” Gün geçtikçe Esra değişmeye başlar. Nur’la sohbet eder, haftada bir kitap bitirir. Nur’un önerdiği İSLAMİ TESETTÜR NASIL OLMALI???? sayfasını baştan sonra sabır ve içtenlikle okur. Sayfada bir yazı dikkatini çeker, “Bizim sayfamız beğeni sayfası değil, okuma sayfasıdır.” yazısı hoşuna gider ve okur. Okur ve tesettür konusunda da artık aklında soru işareti kalmaz. İSLAMİ TESETTÜR NASIL OLMALI?ve dini kitaplar sayesinde ehli sünnete göre örtünmek ister. Nur suresi 31. ayete gore kapanmayı arzular. Nur ile konuşduktan sonra tesettür alışverişine çıkarlar. Esra’nın ailesi bu duruma çok şaşırsa da hoşlarına gider. Çünkü onlar da bilmediklerini kızları Esra sayesinde öğrenirler. O okuduklarını ailesi ile paylaşır. Tv kapatılıp kitaplar okunur kimi zaman.. Artık Esra, Nur gibi İslam hanımefendisi olmuştur. Ama asıl Nur yüreğindedir tevbe eder surekli.. Her namazda “Seni buldum Rabbim elhamdulillah, ben Seninle mutluyum Sana layık kul, habibine ümmet olacağıma Sana söz veriyorum.” der.. Ve arkadaşı Nur ile birlikte hemen hergün sohbet ederler. Artık o denizde su görmez, artık o denizin icinde aramaktadır. “İslam bir deryadır, dalmayan bilemez” der sürekli. Artık deryaya bakmaz dalmıştır. Öyle bir dalmıştır ki İslam denizinde hergün farklı seyler keşfeder, farklı şeyler ögrenir. O da arkadaşı Nur gibi NUR olmuştur. Artık İslam çiçeği olmuştur… _____ Mustafa Kuş
·
60 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.