Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bedri Rahmi Eyüboğlu-İstanbul Destanı
İstanbul deyince aklıma martı gelir. Yarısı gümüş, yarısı köpük Yarısı balık, yarısı kuş. İstanbul deyince aklıma bir masal gelir, bir varmış, bir yokmuş. İstanbul deyince aklıma Gülcemal gelir, Anadolu`da, toprak damlı bir evde, Gülcemal üstüne türküler söylenir. Süt akar cümle musluklarından, direklerinde güller tomurcuklanır. Anadolu`da, toprak damlı bir evde çocukluğum, Gülcemel`le gider İstanbul`a, Gülcemal`le gelir. İstanbul deyince aklıma, bir sepet kınalı yapıncak gelir. Şehzadebaşı`nda akşam üstü, sepetin üstünde üç tane mum. Bir kız yanaşır, insafsızca dişi, boyuna, posuna kurban olduğum. Kalın dudaklarında yapıncağın balı, tepeden tırnağa arzu dolu. Sam yeli, söğüt dalı, harmandalı, bir şarap mahzeninde doğmuş olmalı. Şehzadebaşı`nda akşam üstü, yine zevrak-i derunum, kırılıp kenara düştü. İstanbul deyince aklıma Kapalıçarşı gelir. Dokuzuncu senfoniyle kol kola, Cezayir marşı gelir. Dört başı mamur bir gelin odası; haraç mezat satılmakta. Bir gelinle güvey eksik yatakda. Köşede sedef kakmalı tombul bit ut, Tamburi Cemil bey çalıyor eski plakta. Sonra ellerinde şamdanlar, nargileler, paslı Acem kılıçları. Amerikan kovboyları, eller yukarı... Ne kadar da beyaz elbiseleri, Amerikan deniz erleri. Kocaman bir papatyadan yolunmuşlar gibi. Sütden duru, buluttan beyaz. Beyazın böylesine ölüm yakışır mı dersin? Yakışmaz. Ama harbederken onlara Bambaşka elbiseler giydirirler. Kan rengi, barut rengi, duman rengi. Kin tutar, kir tutmaz. İstanbul deyince aklıma Kocaman bir dalyan gelir. Kimi paslı bir örümcek ağı gibi Gerinir Beykoz`da Kimi Fenerbahçe`de yan gelir. Dalyanda kırk tane Orkinos Kırk değirmen taşı gibi dönmektedir. Orkinos dediğin balıkların şahı Orkinoz mavzerle gözünden vurulur. Denizin içinde ağaçlar devrilir. Kan çanağına döner Dalyan`ın yüzü Camgöbeği yeşili bulanır Bir çırpıda kırk Orkinos. Reisin sevinten dili dolanır. Bir martı gelir konar direğe Atılan Kolyos`u havada yutar. Bir başkasını beklemez gider. Balıkcı gülümser tatlı tatlı Adı Marika dır bu martı`nın der, Her zaman böyle gelir, böyle gider. İstanbul deyince aklıma Adalar gelir. Dünya`nın en kötü Fransızcası orda harcanır. Çalımından geçilmez altmışlık Madamların Ağzı dili olsada tenhadaki çamların. Görüp göreceği rahmeti anlatsa insanların. İstanbul deyince aklıma kuleler gelir. Ne zaman birinin resmini yapsam, öteki kıskanır. Ama şu Kızkulesi`nin aklı olsa Galata kulesine varır. Bir sürü çocukları olur. İstanbul deyince aklıma, Tophane`de küçücük bir sokak gelir. Her Allah`ın günü kahvelerine Anadolu`dan bir sürü fakir fukara gelir. Kimi dilenecek dilenmesine, utanır, Kiminin elinde bir süpürge peyda olur uzun Dudaklarında kirli, paslı bir tebessüm, Çöpcü olmuştur bugüne bugün. Kiminin sırtında perişan bir küfe, Kiminin sırtında nakışlı semer. Şehrin cümbüşüne katılır gider. Kalın yağlı bir kolona koşulur, Piyano taşırlar omuz omuza. Kendinden ağır yükün altında adamlar, Balmumu gibi erir dururlar. Sonra kan ter içinde soluk alırlar Nazik eşya nazik hammallar ister neylersin Ama onlar kadar piyanoyu ciddiye alırlar mı dersin? Nazdan nazik, çiniden bilezik eller. Derken; Karşı radyoda gayetle mülayim bir ses Evlere şenlik üstat Sinir Zulmettin. Hacıyağına bulanmış sesiyle esner ; Gamı şadiyi felek, böyle gelir böyle gider. İstanbul deyince aklıma, Stadyum gelir. Güne, güneşe karşı yirmibeşbin kişi Hepsinin dudağında İstiklal marşı. Bulutlar atılır top top, pare pare Yirmibeşbin kişilik bir aydınlıkiçinde eririm Canım ağzıma gelir sevinçten hilafsız, İstaseler bir gelincik gibi koparır veririm. İstanbul deyince aklıma stadyum gelir. Kanımın karıştığını duyarım, ılık ılık. memleketimin insanlarına Daha fazla sokulmak isterim yanlarına. Ben de bağırırım birlikte Avazım çıktığı kadar. Göğsümü gere gere. Ver Lefter`e yaz deftere Stadyum gelir. İstanbul deyince aklıma Binlerce insanın aynı anda, Aynı şeyi duymasından doğan sevincin, Heybetini düşünürüm. Birbirine eklenir kafamda, Binler, yüzbinler, milyonlar. Sonra bir mısra havalanır ürkek, Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar. İstanbul deyince aklıma, Yahya Kemal gelirdi bir eyyam. Şimdi Orhan Veli gelir. Deminden beri dilimin ucundasın Orhan Veli. Deminden beri senin tadın senin tuzun. Senin şiirin senin yüzün. Yaralı bir güvercin misali Başımın üstünde dolanır durur. Gelir sessizce konar, bu şiirin bir yerine Neresine mi? arayan bulur. Erbabı bilir. Deli eder insanı bu şehir deli, Kadehlerin çınlasın Orhan Veli.
··
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.