Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

248 syf.
9/10 puan verdi
·
20 günde okudu
Kendine doğmak benim için bol tekrarlı, geriden almalı, yazmalı çizmeli, uzun soluklu bir kitap oldu. Okuma grubu kitabı olması da avantaj oldu. Böylesi okunan kitapların, ilk etapta pencere görevi gördüğünü fakat üzerinde durdukça nice manzaralara gebe olduklarını düşünüyorum. Ben bol tekrarlı okurken cümlelerin içinde her defasında başka yerlere gidip geldim. Bu kitap kapağına bakıldığında ve yer yer bir annelik kitabı gibi duruyor fakat pek de öyle değil. İnsanın hayata başladığı yer olan anne rahmi ve ardından süregelen zamanda bireyin ve toplumun anneyle olan organik ve psikolojik bağlarından söz ederken “anne” yi bir arketip olarak ele alıyor. Aslında kitap Jung’ın dört arketipi (persona, gölge, anima-animus, benlik) üzerinde şekilleniyor. Jung’un “ruhsal bütünlük” dediği, tasavvufi bir kavram olarak da insanın “can”ına yani özüne yani gerçek benliğine ulaşmasının gerekliliği ve bu yolda içimizde ve toplumda var olan engellerimizi farketmemizin ne derece önemli olduğundan bahsediyor. Bu durumun daha çok kişilere özgü olduğunu, kişiden kişiye değişkenlik gösterdiğini, önemli olanın herkesin üzerinde yaratıcısının bir tecellisini bulundurduğunu, izini sürmesi gereken bir cevheri olduğunu farketmesi ve varlığı boyunca bunun peşinden gitmesi gerektiğini söylüyor. Aynı şekilde kişilerin kendilerine has karanlık taraflarının da bulunduğunu, bunlarında alt bilinç dışımız dediğimiz “gölgelerimiz” olduğunu söylüyor. Ve bizim gölgelerimizi farketmeye niyet ettiğimiz anla birlikte onların dibe çeken kuvvetinden kurtulmaya başladığımızı ve zamanla her birimizin içindeki “mürebbi”nin ( varoluşsal yol gösterici, vicdan, ilahi irade her ne şekilde düşünülüyorsa..) bizim niyetimizle birlikte zaten bizi “canımıza” doğru yaklaştıracağını söylüyor.
Kendine Doğmak
Kendine DoğmakR. Berin Tuncel · Tuti Kitap · 201858 okunma
·
97 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.