Unutmuştum ben seni. Unutmuş dolaşıyorum eve dönmem gerektiğini, iyi yürekli kahyam benim, dönmem gerek kaselerde çorbaların soğuduğu, gözün kapıda turpları dişlediğin, etinden sıyrılmış parmak kemiklerinle masa örtüsünün uçlarıyla oynadığın eve. Tamam, kapılma telaşa, bir avuç fıstık daha benden sana, bütün bir mahalle bulvarlarla dolu, o minik dişlerini bilemen için. Sıkboğaz etme beni: Geleceğim.