Gönderi

116 syf.
10/10 puan verdi
Çok oldu Tolstoy’dan bir kitap okumayalı. Ömer Sevinçgül’ün bir kitabında mutlaka okunması gereken kitaplar arasında ismini görünce Üç Ölüm kitabını edinmiştim. Okumak bugüne kısmetmiş. Kitabın ilk hikâyesiyle son hikâyesinden biraz bahsetmek istiyorum: Birinci hikayede yaşlı bir atın başından geçen hikâyeleri kendi ağzından dinliyoruz. Zor bir hayatı var atın. Bir yarış atından doğuyor, ama alacalı. Alacalı olmak onda kusur olarak görülüyor. İğdiş edilmesini çok trajik bir şekilde anlatıyor. Çok alınıp satılıyor. Arabalara koşuluyor. Bir defasında yarışta birinci geliyor. Çok paralar teklif edilmesine rağmen sahibi elinde tutuyor. Sahibi birinciliğin mutluluğunu paylaşmak için sevgilisinin evine gidiyor; ama sevgilisi bir başka adamla kaçmış. Onların peşine düşüyor. Takip esnasında sahibi ata çok işkence ediyor. At bu sırada onulmaz yaralar alıyor. Hayat boyu kendisini bir daha toparlayamıyor. Yine satılıyor. Artık yaşlanıyor. Yaşadığı at çiftliğinde genç tayların maskarası oluyor. Ölmek üzereyken kesiliyor. Gömülmüyor. Bir yere atılıyor. Kurtlara, kuşlara, karıncalara yem oluyor. En sonunda kemiklerini de bir köylü alıp bir iş için kullanıyor. İşte hikâyeden altını çizdiğim bir bölüm: “…Yine o zamanlar beni bir insanın mülkü olarak adlandırmalarına aklım ermiyordu. Benden, canlı bir attan söz ederken “atım” demeleri tıpkı “toprağım”, “havam”, “suyum” kelimeleri kadar garip geliyordu bana (…) Şuydu kastedilen: İnsan hayatını işler değil sözler yönlendirir. Bir şey yapma ya da yapmama imkânından ziyade farklı meseleler üzerine aralarında belirledikleri kelimelerle konuşmayı severler. Çeşitli şeyler, varlıklar ve nesneler, hatta toprak, insan ve atlar için kullandıkları ve pek mühim saydıkları kelime benim kelimesidir. Aynı şey için aralarında kimin benim diyeceğini kararlaştırırlar. Ve üzerinde anlaştıkları bu oyunda, en çok şey için benim diyebilen en mutluları sayılır. Neden böyledir bilmiyorum, ama böyledir işte.” Kitaptan bahsedeceğim ikinci hikâye, kitapla aynı adı taşıyor: Üç Ölüm. Hikaye iki kişinin ve bir ağacın ölümünden söz ediyor. İki kişinin ikisi de ölümcül hastalığa yakalanmış. Bunlardan biri zengin kadının hikayesi. Son nefesine kadar ölümden kurtulmanın yollarını arıyor. Çırpınıyor. Yabancı memleketlere gitme arzusu var. Ama bu mümkün olmuyor. Diğeri ise fakir bir arabacı. Onun öyle pek ölümden kaçtığı yok. Kaderin cilvesine boyun eğiyor. Tevekkülle ölümü bekliyor. Çizmelerini, mezarına taş yaptırmasını vasiyet ederek birine veriyor. Üçüncü ölüm, fakir arabacının çizmelerine sahip olan kişinin, vasiyeti gereği mezar başına bir işaret koymak için ormanda canlı bir ağacı kesmesi anlatılıyor. İşte oradan da altını çizdiğim satırlar: ‘Nihâyet baltanın darbesinden doğan seslerin gerisinden hafîf bir çıtırtı işitildi. Birdenbire, kesilen ağaç bütün gövdesiyle sarsıldı, eğildi ve kendi kökü üzerinde korkuyla sallanarak derhal doğruldu. Bir an etrâf sessizleşti; fakat ağaç tekrar eğildi, gövdesinde tekrar çatırtı işitildi ve budaklarını kırarak, dallarını sarkıtarak boylu boyunca nemli toprağın üzerine yıkıldı. Balta ve ayak sesleri kesildi. Ötlegen kuşu ıslık çaldı ve uçarak yukarıki dala kondu. Onun kanatlarının dokunduğu dalcık bir müddet sallandı ve diğerleri gibi bütün yapraklarıyla beraber hareketsiz, kaskatı kaldı. Yeni açılan meydanlıkta ağaçlar kendi hareketsiz dallarıyla daha hoş bir güzellik sunuyorlardı. Güneşin ilk ışıkları, hafifleşen bulutu delerek gökte parladı, gökte ve toprak üzerinde konuştular. Dereler içerisinden sis dalga dalga akın etmeye başladı. Çiğ parlayarak yeşil otlar üzerinde oynadı. Beyazlaşan şeffaf bulutçuklar gökyüzünün mavileşen kubbesi üstünde koşuşup dağılıyorlardı. Kuşlar ormanın derinliğinde sıçraşıyorlar ve çıldırmış gibi sevinçle ötüşüyorlardı. Ağaçların tepelerindeki taptâze yapraklar sevinç ve huzûrla fısıldaşıyor ve canlı ağaçların dalları ölü yatan ağacın üzerinde ağır ağır ve ululukla hareket ediyorlardı…’
Üç Ölüm
Üç ÖlümLev Tolstoy · İş Bankası Kültür Yayınları · 20245,5bin okunma
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.