Gönderi

80 syf.
10/10 puan verdi
Sanatımız, sanatçılarımız ve Güngör Dilmen üzerine biraz konuşalım.
"Güngör Dilmen" çoğu oyunu geçen sezonlarda sergilendi bu sene Devlet Tiyatrosu "Aşkımız Aksarayın En Büyük Yangını" oyunu ile onu yaşatıyor biz ise ne güzel gidip seyrediyoruz ama kitaplarının yarısının baskısı yok bilmiyoruz çünkü kimse almıyor. Hayatını sanata veren bu insanı da 70 alıntı birkaç paragrafı geçmeyen birkaç inceleme ile "onurlandırmışız".. "Tiyatro oyununun iki yaşamı var. Sahne üstünde seyredildiği gibi kitap olarak da okunabilmeli. Lakin ülkemizde oyun okuma alışkanlığı yok." Güngör Dilmen Ben sanatçımıza bir konuda katılmıyorum. Ülkemizde yerli yazar okuma alışkanlığı yok oyun okuma alışkanlığı değil. Bal gibi oyun okunuyor bir Shakespeare bakın, Moliére, Gogol'a, Çehov'a, Beckett'e, Brecht'e bakın bakalım! Demek ki oyunlar okunuyormuş... "Canlı Maymun Lokantası" Güngör Dilmen'in bu oyunu yazmasına vesile olan olay bir canilik geleneğinin varlığı karşısında şok olmasıdır. Şöyle der: "1961 yılında Amerika’da Hong Konglu bir üniversite öğrencisi, o ülkede canlı maymunların beyinlerinin yendiği özel lokantalardan söz etmişti. "Görüntü çivi gibi beynime saplandı, acı veriyordu. Ondan kurtulmak için bu oyunu yazdım diyebilirim." Evet orada bu bir gelenek haline gelmiş ve bu geleneğe zenginliklerinin getirdiği fantazi üretme çabaları sonucu iştirak eden Batı'nın kapitalist patronları ve burjuvazisi büyük paralar sarf ederek bu lokantalara gidiyorlar. Canlı Maymun Lokantası Doğu-Batı mistisizm-kapitalizm karşıtlığı üzerine kurgulanmıştır. Sözde gelişmiş Batı'nın küstah istekleri ve Doğu'yu saf dışı bırakan sadece zevk ve süs aracı olarak gören anlayışına eleştiri oklarını yöneltir Dilmen. Oyunun batılı çifti Jonathan'lar gücü parada bulur ve Mistisizmin temsilcisi olan Çinli Ozan'a şöyle seslenir Bay Jonathan: " Ama siz de özgürsünüz... Çeki uzatana kadar" Doğu bir çek uzatılışına kadar aşağılanmış bir seviyede seyrederken hem paranın cazibesine kapılma hem de batıyı dışlama ikileminde olan Avcı Çoo bir yerde Bay Jonathan'a şöyle diyecek "Biz medeniyetin doruğunda iken siz mağaralarda çiğ maymun eti yiyordunuz" diye yakınır ama şimdiki Doğu Canlı Maymun Lokantaları açarak binlerce dolar karşılığında Batılılara Maymun beyni sunuyor ve o kadar canileşen insanlar bu insanlık dışı ayinlerinde genelde yavru maymunları seçiyor ve ağızlarını dahi kapatmadan yaptıkları işkencede o masum hayvanın çığlıkları ile zevk duyuyorlar! Evet bu insanlarla aynı dünyadayız! Jonathan çiftinin zihinlerinde Hong Kong egzotik bir manzaradan, otantik bir ortamdan öteye geçmeyecek vaziyette ve içinde bir süre kalınıp köşeye buruşturup atılacak, maddi zevklerin uğrak noktası haline gelen bir yer olarak kalacak bu Turistik bilgelik turundan sonra ülkelerine geri dönüp kurdukları maddi dünyada yaşamaya devam edeceklerdir. Oyunun başında 7 ortasında 17 sonlarında 27 çocuk sahibi diye gösterilen Mistisizmin temsilcisi Şair Wong Jonathan çifti için yakalanan Maymun'un kaçması üzerine ileri sürülür paranın gücünü bilen Jonathan Maymunlasan Wong'u elde edebilmek için adeta servet sürer ortaya burada Batı'nın maddi gücünün sonsuzluğu karşısında Doğu Mistisizminin direnme noktasını görüyoruz, 27 çocuğunun evde aç gözlerle yemek beklemesinin yanında çağının sorunlarına yenik düşüp duyduğu sorumluluğun altında ezildiği için kurtulma yolu olarak kendini feda etmeye ve içindeki ejderi serbest bırakmaya karar verir lakin bu kararı alırken yüklü miktarda bir çeki de almayı ihmal etmez. Biz Doğunun olduğu tarağı temsil eden Wong'un merasim öncesi söylediklerine, acılarına bir bakalım: " WONG "Beni de çağırsanız ya, Mister Jonathan cömert sofranıza eğilip kibarca üstten beynimin çığlık çığlığa bir parçasını ben de dişlesem. Yoo, sözlerime alınmayın rica ederim, siz yine beynimi başdöndürücü halayınıza çeşni katsın diye satın alan bir kralsınız. Her şey mutluluğunuz için Mister Jonathan!" WONG "Gözlerinizi açın diyorum, Mister Jonathan bakın, kara çanağın içinde sıkıyorum süngeri nasıl fışkırıyor renk renk yağlı sular, koyveriyorum bakın nasıl yutuyor onları yeniden kaç ağzın çiğneyip tükürdüğü salyalı artıkları ne iğrenç bir iştahla emiyor sömürüyor, püskürüyor yeniden. Soğuk şakaklarımın arasında sıkıyorum onu anlamsız görüntüler akıyor, vıcık vıcık karışıyor birbirine, kara çanağın içinde. Kişiliksiz bir çağın ortak beyni bu. Yeter, yeter!"
Canlı Maymun Lokantası
Canlı Maymun LokantasıGüngör Dilmen · Mitos Boyut Yayınları · 2012280 okunma
··
201 views
Gönül. okurunun profil resmi
Çünkü izlemek daha kolay ve konusunu bilince okumuş gibi oluyoruz. Okuyan bazı kesimler edebiyatımızı ihmal ediyorlar.Hadi roman gene iyi okunuyor da öykü,deneme,tiyatro vs. okuma oranları çok az. Şiirde ise birkaç tanınmış şair dışında fırsat verilen şair cok az. Haklı bir serzeniş...Uzun ama sıkıcı olmayan bir dil ile çok iyi anlatmışsınız. Ellerinize sağlık:)Etkinlik yaparsanız ben de okurum:)
Adem okurunun profil resmi
Sizi katmadan bir etkinlik yapmayı düşünmüyorum zaten :) çok teşekkür ederim yorumunuz için Deneme de az okunan bir türümüz ne güzel yazarlarımız var hâlbuki
Bu yorum görüntülenemiyor
Özgürce okurunun profil resmi
Sabretmeye değdi teşekkür ederiz bize güzel insanları hatırlattığınız için kaleminize sağlık :)
Adem okurunun profil resmi
Rica ederim okuduğunuz için teşekkür ederim 😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.