Gönderi

304 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Yusuf
(Yorumum küçük spoiler'lar içeriyor olabilir. Kitap okunduktan sonra okunmasını öneririm.) Eğer bir sanat eserinde kurgulanan dünya bir zaman ve coğrafyada gerçek hayatta yaşanmış ise, bence artık ona (bu kitapta anlatıldığı şekil) bir distopya denilmemelidir. Baş karakterin kimliğinden başlamak gerekiyor belki de. "Josef". Yorumcular genelde "K." soy ismine odaklansalar da bence "Yusuf" şeklinde Türkçeleştirebileceğimiz ilk ismi daha önemli.  "Biri Josef K.ya iftira atmış olmalıydı..." diye açılıyor kitap. Hz. Yusuf as.a atılan iftira ve onun zindan hayatı tüm semavi dinlerde anlatıldığı gibi, "Yusuf" ismi başlıbaşına bugün dünyanin bir çok yerinde masumiyetin sembolü haline gelmiş durumda. Kitapta kısaca Josef bir suçtan yargılanmaktadır ve kendini gitgide artan bir telaşla temize çıkarmaya çalışmaktadır. Ne var ki aradığını bulamaz. Kitapta mubaşir ve bütün diğer hukuksal kimlikler özelinde "hukuktan"; pansiyondaki ve işyerindeki tanıdığı insanlar özelinde "toplum vicdanından"; ressam kimliğinde "sanat dünyasından"; rahip özelinde "dini inanışlardan" beklediği yardımı göremez Josef K. Aslında hepsi de düzenin çarpıklığından faydalanan ve bu kirli sistemin meşrulaştırıcısı etmenlerden ibarettir.  Josef K.nın suçu asla belli değildir. "Tek suçu insan olmak."tır. Yani aslında K.nin içine sürüklendiği sarmala her insanoğlu itilebilir. Bir sabah uyandığında kendisini tutuklanmış bulur. Otoriteler herhangi bir ithamda bulunmadan K.dan sadece kendisini savunmasını isterler. K gibi başka diğer bütün zanlılar da davayı savunma veya kanıt yönünden değil de kişisel tanışıklık sistemi üzerinden etkileyebilecek kişiler aramaktadırlar. Kısacası torpil. Nepotizm. Sistemde "gerçek tam beraat" yoktur. Belki sadece efsanelerde bulunabilir. "Görünüşte beraat" sonradan tekrardan her an tutuklanabilirsin. "Sürüncemede bırakma" ise davanın sürekli açık kalması, sonuçlanmaması. (Dilimize ve kültürümüze yer etmiş "Mahkemelerde süründürmek" deyimini hatırlayın.) K gibi (siyasi) zanlıların herkes suçsuz olduğunu zaten bilmektedir ama birileri tarafından sistemin acımasız çarkları arasına atıldığı için ona sadece üzülmektedirler. Dolayısıyla hakimler de savunmayı dinleme tenezzülünde bulunmazlar. Bu durum şöyle dile getiriliyor: "Ben tuvale bütün hakimlerin resmini yapsam, siz de tuvalin karşısına geçip kendinizi savunsanız, gerçek mahkemede olduğundan daha fazla başarı sağlarsınız." Dava, p.175 K'nin irtibat kurduğu kişiler genelde bu haksız ve hukuksuz düzene ayak uydurmuşlardir. (Ah alışmak ne kötü!) Yine de Kitaptaki vicdanlı ender kişilerden ev sahibesi şunu der:  "Gerçi tutuklandınız ama öyle bir hırsız gibi değil. İnsan bir hırsız gibi tutuklanırsa fena ama bu tutuklama, eğer aptalca konuşuyorsam kusuruma bakmayın, alimce bir şey gibi geliyor bana, anlamadığım ama anlamaya hiç de gerek olmayan bir şey gibi." Dava, p.28 Bir yorum da kitapta yaşananların K'nin hayal ürünü olduğu yönündedir. Nitekim Block'lu bölümde K., avukatını azletmek üzere odaya girip kapıyı girerken kilitlemiş olmasına rağmen sonrasında hizmetçi Avukatın çağrısı üzerine kilit açılmadan odaya girebildi. Bu yoruma en çok burada inandım. Ancak bu durum söz konusu totaliter gri düzenin nihai zaferi olacağından bu yoruma itibar etmek istemiyorum. Siyasetçilerinin hırsızlığın daniskasını yaparak hasbel kader hırsızlıktan yakalananlara da af üstüne aflar çıkardığı toplumlarda alimlik, aydınlık, yazarlık ve dahi dürüstlük zaten cezalandırılası eylemler olmalıdır. Esasen yaşadığımız coğrafya itibarı ile bu eseri  bizler malesef çok iyi kavrayabiliriz. 2000'li yılların Türkiyesinde ve Orta Doğu ülkelerinde Josef K.'nınkine benzer yüz binlerce dava yaşanmıştır ve yaşanmaya devam ediyor. (Bu davalara yönelik AIHM ve uluslararası mahkemelerin tutumları da tıpkı kitapta K.ya sözde yardım etmek isteyen ancak gerçekte düzenin bir parçası olan kişilere/kurumlara benzemiyor mu?) Kitabın sonuna dair bir yorum yapmayayım. Son, bir Kafka sonu. Kara delik avını yutmaktadır. Son olarak: romancılık tekniği açısından kitabın boğucu anlatım tarzı, anlatılanı yansıttığı için bence çok isabetli olmuş.
Dava
DavaFranz Kafka · Ren Kitap · 201853.9k okunma
·
12 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.