Gönderi

Ümit Yaşar Oğuzcan'ın bestelenen şiirleri
Sanat eserinde aradığın temel niteliklerden biri nedir deseler bir çırpıda “basitlikte derinliktir” deyiveririm. Gerçi, sanatçılardan büyük büyük laflar, metafizik derinliklerden gelen damıtılmış cümleler beklenmiştir, beklenecektir de… Aynı zamanda bu beklenti edebiyatımızın geleneğinde de vardır ama bir gerçek var ki o da halkın gönlünde yaşayan ve yüzyıllara meydan okuyup çağımıza sıçrayan sözler, hep sanatçının hiç tornadan geçmemiş gibi duran doğal söyleyişlerinde bulunur. Yunus da öyledir, Nedim de öyle, Nazım da keza… Hayatın akışı içinde duygular, kimi şairlerin egolarının baskısı altında açığa çıkamazlar. Çıksalar bile böyle zamanlarda duyguların sesleri kısıktır, utangaçtır; oysa bastırılmış arzular, özlemler, yakarışlar ancak bir meydan okumayla dile gelebilir, imgelerin arkasına gizlenerek değil elbette. Ümit Yaşar Oğuzcan’ın şiiri ise, imgelerin demir parmaklıkları arkasında değildir, saklanmaz. Öncelikle okuyucuyla şiirde duygudaşlık arar, konuşma dilinin imkanları içindeki deyişler, basit ama çarpıcıdır. Onun şiirinde kalp ağrıları, yalnızlıklar, küskünlükler sıradan insanın dağarcığındaki sözcüklerle dile gelir; bu da şairin okuyucu ile arasındaki bağı kuvvetlendirir. Bestekarların onun şiirlerinden yararlanmaları boşuna değildir. Aslında şiirleri serbest nazımla yazıldığı için bestelenmeye elverişli değilmiş gibi görünür. Ancak şarkılar için aranan basitlik, doğallık ve korunaksız deyişler onun şiirinin temelini oluşturduğu için birçok şiiri bestelenmiştir. “Ayrılanlar İçin” şiiri bunlardan biridir. Timur Selçuk’un bestelediği şiiri hem kendi sesinden hem de Nilüfer’in yorumundan dinlediğimizde şiir bir kat daha değer kazanır. “İspanyol Meyhanesi” şiiri yine Timur Selçuk bestesiyle efsaneleşir. İntihar eden oğlu için yazdığı “Beni Köy Kuyularda Merdivensiz Bıraktın.” şiiri bir ağıttır ve Timur Selçuk’un kürdilihicazkâr makamındaki bestesiyle ölümsüzleşmiştir. Başta Timur Selçuk olmak üzere Emel Sayın, Edip Akbayram gibi sanatçılar tarafından seslendirilmiştir. “O Benim İşte” adlı şiirini Avni Anıl nihavent makamında bestelemiş, özellikle Müzeyyen Senar’ın yorumuyla şiir bambaşka mecralara taşınmıştır. “Dost Bildiklerim”adlı şiiri Muzaffer Özpınar ‘ın bestesiyle Zeki Müren’in klasikleri arasında girmiştir. Bunların dışında “Bir gün”, “Sevdiğim Dünyalar Kadar” şiirleri ile “Beyaz Güvercin ”, “Bu Kadar İçten Çağırma Beni”, “İçimde Türlü Keder” , “Uzuyor Yıllar Gibi, Dakikalar, Sen Yoksan” şiirleri de bestelenmiş şiirlerdir. işte Oğzucan'ın bestelenen bazı şiirleri; AYRILANLAR İÇİN Yollarımız burada ayrılıyor Artık birbirimize iki yabancıyız Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa Her şeyi evet her şeyi unutmalıyız Her kederin tesellisi bulunur, üzülme İnsan ne kadar sevse unutabilir Mevsimler, gelir geçer, yıllar geçer Sen de unutursun bir gün gelir Hiç yaşamamışçasına, hiç sevmemişçesine Unutursun o günlerimizi, gecelerimizi O günlerce gecelerce sevişmelerimizi Her şeyi evet her şeyi unutabilirsin Hatta bütün yazdıklarımı satır satır Kalırsa, içinde bir derin sızı kalır BENİ KÖR KUYULARDA Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın, Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın, Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı; Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın. BEYAZ GÜVERCİN Süzülüp mavi göklerden yere doğru Omuzuma bir beyaz güvercin kondu Aldım elime, usul usul okşadım Sevdim, gençliğimi yeniden yaşadım Bembeyazdı tüyleri, öyle parlaktı Açsam ellerimi birden uçacaktı Eğildim kulağına; dur, gitme dedim Hâreli gözlerinden öpmek istedim Duydum; avuçlarımda sıcaklığını Duydum; benden yıllarca uzaklığını Çırpınan kalbini dinledim bir süre Ve uçmak istedim onunla göklere Ak güvercinin iri gözleri vardı Güzelliğinden fışkıran bir pınardı Soğuk sularından içtim, serinledim Çağlayan bir nehrin sesini dinledim Belki buydu sevmek hayat belki buydu Işıl ışıldım, gözlerim dopdoluydu Bir nağme yükseldi sevinçten ve hazdan Bir nağme yükseldi, güzelden beyazdan Uzattı sevgiyle pembe gagasını Birden öğrendim hayatın mânâsını Kaderde sevgiyi sende bulmak varmış Seninle bir çift güvercin olmak varmış BİR ATEŞİM YANARIM Bir ateşim yanarım külüm yok dumanım yok Sen yoksan mekanım belli değil zamanım yok Fırtınalar içinde beni yalnız bırakma Benim senden başka sığınacak limanım yok BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİM Bu kadar yürekten çağırma beni Bir gece ansızın gelebilirim Beni bekliyorsan, uyumamışsan Sevinçten kapında ölebilirim Belki de hayata yeni başlarım İçimde küllenen kor alevlenir Bakarsın hiç gitmem kölen olurum Belki de seversin beni kimbilir Kal dersen, dağlarca severim seni Bir deniz olurum ayaklarında Aşk bu özleyiş bu, hiç belli olmaz Kalbim duruverir dudaklarında. Ya da unuturum kim olduğumu Hatırlamam belki adımı bile Belki de çıldırır, deli olurum Sana kavuşmanın heycanıyle Aşk bu, bilinir mi nereye varır Ne durdurur özlemini, seveni Bakarsın ansızın gelebilirim Bu kadar yürekten çağırma beni. BİR GÜN Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde Gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa Bir sıcaklık duyarsan üşüyen ellerinde Ve saatler gecikmiş zamanları çalarsa Bil ki seni düşünüyorum Bir vapur yanaşırsa rıhtımına bin,açıl Örtün karanlıkları masmavi denizlerde Ve dinle kalbimi bak nasıl çarpıyor nasıl O bütün özlemlerin koyulaştığı yerde Bil ki seni bekliyorum Bir sabah gün doğarken aç perdelerini,bak Sevinçle balkonuna konuyorsa martılar Kendini tadılmamış derin bir hazza bırak Dökülsün dudağından en umutlu şarkılar Bil ki seni istiyorum Gecelerden bir gece uyanırsın apansız Uzaklarda elemli,garip bir kuş öterse Bir ceylan ağlıyorsa dağlarda yapayalnız Ve bir gün kabrimde bir sarı çiçek biterse Bil ki seni seviyorum DOST BİLDİKLERİM Sanırdım gündüzdü onlarla gecem İçimde ümitti dost bildiklerim. Ne zaman yıkılıp yere düştüysem Bırakıp da gitti dost bildiklerim. Hepsi varken baharımda, yazımda; Kışın bir burukluk kaldı ağzımda, Seneler senesi oysa gözümde Cihana eşitti dost bildiklerim. Nerede o sözlere kandığım günler? Her gülen yüzü dost sandığım günler; Acıdan kahrolup yandığım günler Ta canıma yetti dost bildiklerim. Meydana çıkalı asıl çehreler Aydınlanmaz oldu artık geceler Yalanlar tükendi, indi maskeler Birer birer bitti dost bildiklerim. Korkar oldum bana "dostum" diyenden Yoksa yok olandan,varsa yiyenden Ne onlardan eser kaldı ne benden Beni benden etti dost bildiklerim. İSPANYOL MEYHANESİ Kararmış tahta masamızda bir şişe şarap, Gecelerden bir gece bezginiz. Üstelik adamakıllı sarhoşuz. Ellerin, ellerimde.. İspanyol meyhanesinde bir kadın Çığlık çığlığa şarkı söylüyor. Belli yıkılmış bir kadın. Hayli çirkin, hayli geçkin, ağlamaklı. Zayıf, incecik elli, kalın dudaklı. Sesi bir tokat gibi patlıyor kulaklarımızda; Yüzümüz al al oluyor. İçimiz hüzün dolu, kahır dolu, Gözlerimiz kanlı.. İspanyol meyhanesinde bir gece Seninle başbaşayız Üstelik sarhoşuz adamakıllı. Daha içelim, daha içelim.. Başını dizlerime daya gözlerin kapalı Ağla biraz, Bak ben de ağlıyorum. Ocakta odunlar sönüyor, Görüyor musun? Çığlık çığlığa bir kadın, Duyuyor musun? Ah ölelim artık; Bitsin bu delicesine koşu, İspanyol meyhanesi yerin dibine batsın. Yeter! yeter! Öleceksek ölelim. Hadi vur kendini şaraba, Kedere ve aşka vur. Daha içelim, daha içelim.. Alkol duvarını geçelim artık; Damarlarımızdan ispirto akmalı. Hey garson! Sustur şu çığlık sesli kadını. Söyle masamıza gelsin, içelim. Hey garson! Bütün hesaplar benden bu gece sen de iç. Kapat kapıları; Yabancı gelmesin. İspanyol meyhanesinde öldüğümüzü Kimse bilmesin. Daha içelim, daha içelim.. O BENİM İŞTE Biraz kül, biraz duman, O benim işte... Kerem misali yanan, O benim işte... İnanma gözlerine ben ben değilim Beni sevdiğin zaman, O benim işte... SEVDİĞİM DÜNYALAR KADAR Sevdiğim Dünyalar Kadar Gel Dese Bir Gün Gel Dese Nesi Var Ömrün Nesi Var Vesvese Hepsi Vesvese Bir Şarkı Gelir Uzakdan Söyler Aşkdan Yaşamakdan Bir Ses Ki Ruhdan Dudakdan O Sese Yandın Ah O Sese Madem Ki Gönül Böyle Deli Delicesine Sevmeli Usanıp Yine Sevmeli Bitmese Sevgi Bitmese KAYNAK: edebiyatyuvasi.com/2015/04/umit-ya...
··
157 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.