"Yiğit olan gümbür gümbür gürlesin
Yiğidi doğuran ana bin yaşa
Ak gövdede kızıl kanlar şorlasın
Yiğidi doğuran ana bin yaşa"
Dizeleri aklımın içinde döndü döndü durdu okurken romanı. Kendileri okuduğum ilk yaşar kemal romanı. Bu nasıl bir anlatım bu nasıl bir tasvir. Daha güneydoğuya hiç gitmedim. Ama toroslarfa çukurovada yarpuz kokuları içşide geçirdim ömrümün bir kısmını bu roman sayesinde.
Betimlemeler ne az ne çok tam da olması gerektiği gibi. Köyler, dağlar, dereler... o kadar etkileyici anlatışmış ki sanki kendimi orta dünyayı yaratan j.r.r tolkienin evreninde buldum. Oysa bunların hepsi hemen dibimizde çukurovada bir yetlerde
Bir de şunu farkettim ihsan oktay da tıpkı yaşar kemal gibi olayları geriden alıp getirip en son ana kpnuya bağlıyor... Romana giren bütün karakterlerin gelişimi kısa uzun ama bi şekilde anlatılıyor.
Roman hakkında bi şey sölemek gerekirse eğer öncelikle..
''Yiğit olan gümbür gümbür gürlesin
Yiğidi doğuran ana bin yaşa
Ak gövdede kızıl kanlar şorlasın
Yiğidi doğuran ana bin yaşa''
Sonra da ah ulan asım çavuş gözlerimi sen doldurdun sona doğru.. nerden baksan kral hareketti teslim almamak. Topal aliye de hala güvenmiyorum. Ayrıca kitapta neden bu kadar çok ali kullanılmış? İsim mi kalmafı arkedeş.