Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Can sıkıntısı özellikle insanı hapseden boğucu evlerde ürer. Okuduğum tüm yazarlar arasında can sıkıntısından en çok bahseden, 19. yüzyıl Rusyası’nın büyük oyun ve kısa hikâye yazarı Anton Çehov’dur. (belki, bir hekim olarak insan vücudunda neler olduğuyla diğerlerinden daha fazla ilgileniyordu) ve oyunları boğucu kır evleriyle doludur. Vanda Dayı (1900) Çehov’un birçok oyunu ve hikâyesi gibi can sıkıntısı teması üzerine inşa edilmiştir. Genç, güzel ve beceriksiz Yelena duygularını ilan eder: “Sıkıntıdan ölüyorum… Ne yapacağımı bilmiyorum.” Yelena oyundaki birçok karakterin hislerine tercüman olmuştur. 19. yüzyıl Rusyası’nın taşrada geçen uzun kışlarında, hep aynı yüzlerle, yuvarlak masada yenen akşam yemekleri ayrıcalıklı sınıfa ağır geliyor olmalıydı. Sıkışmışlık ve tekdüzelik bu tür can sıkıntısının nedenleridir. Böylesi durumlar önemsizdir ve çoğunlukla uzun sürmez; nihayetinde kaçıp gitmek çaredir. Yelena ve ihtiyar kocası Profesör Serebryakov da köyden kaçıp kasabaya giderler.
Sayfa 17 - Doğan KitapKitabı okudu
··
56 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.