Gönderi

368 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 27 days
Yazar ilk romanı olan John Delahunt'u, Dublin'in Fitzwilliam Meydanı'nda bulunan binaların tarihini araştırırken öğreniyor ve elde ettiği bilgilerden, gerçek yaşamdan yola çıkarak kaleme alıyor. Olaylar 19.yüzyılda geçmekte, yazar o dönemdeki havayı hissettirebilmiş. Eski zamanlara ait yazılar bende çoğu zaman farklı bir tat bırakır, bu kitapta da o tadı buldum. 19.yüzyıl fakirin çok fakir, zenginin çok zengin olduğu sınıf farklılıklarının, eşitsizliğin hissedildiği bir dönem. Kitap hücrede bulunan Delahunt'un başından geçenleri yazmasıyla başlıyor. İlk sahne aynı zamanda kitabın son sahnesi, sonu başta da farklı cümlelerle okuyoruz. Konusu, üniversitede doğa felsefesi okuyan John, arkadaşlarıyla gittiği birahaneden çıkışta arkadaşlarının karıştığı olay ile ilgili ifade verir. Daha sonra Kale'ye muhbirlik yapmaya başlar. Eline para geçmesi için suçu başkasının üzerine atabilecek durum yaratıp birkaç cinayet işler ve bunları ihbar eder. Muhbirlik için çevresindeki insanların işe yarayacak bilgilerini öğrenip Kale'ye söyler. Gün olup devran döndüğünde, planladığı ama işlemediği bir cinayet tıpkı daha önce başkasını suçladığı şekilde başına gelir ve idama mahkum olur. Tabii önceki yapıp sıyrıldığı olaylardan kuşkuları üzerine çekmesi de bunun bir parçasıdır. Ara ara John'da yaşadığı olaylar sırasında duygu kırıntısı aradım. Babasının ölümünde, yaşadıkları evin elinden kayıp gitmesinde, karısı Helen'ı kaybetmemek için yaptığı girişimlerde. Çok duygusuz gelmese de Helen ile boşanması için önerilen para teklifini değerlendirmek istemesi, bundan sonra böyle çevreye sahip birini bulamam diye düşünmesi, Helen'a karşı iyi davranmasını da alıp götürdü. Olayları John'un tarafından okuyoruz fakat kendimi ona yakın hissedemedim. Raskolnikov'a karşı hissettiğim duygular John'da oluşmadı. Olayların yaşanmasının temeli geçim sıkıntısı. John zora düştüğünde muhbirlik için bir şeyler bulmaya çalışıyor. İşlenen cinayetler, atılan iftiralar hepsi para uğruna. Bu zor zamanlarda yakınlarının desteğinden mahrum kalıyor. John'un ablası, Helen'ın ailesi, durumları iyi olmasına rağmen yardım etmiyorlar. Günümüzde de devam eden bir sorun geçim sıkıntısı. Teknoloji ilerlese de, zaman olarak arada uçurum olsa da farklı formlarda vücut buluyor. İhtiyaçlar hiyerarşisinde en temel birincil ihtiyacın karşılanması gerekiyor yaşamın sürdürülebilmesi için. Kitap genel itibariyle akıcı, başlarda durağan giden kitap neredeyse yarısından sonra epey sürükleyici bir hal aldı. Kitabın üçte birinden sonrası su gibi akıp gitti. Yazarın ilk romanını başarılı bulduğumu söyleyebilirim.
John Delahunt / Bir Cinayetin Hikayesi
John Delahunt / Bir Cinayetin HikayesiAndrew Hughes · Can Yayınları · 2018100 okunma
·
43 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.