Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Sermayeye Karşı Ekmek Parası
1860’lar Fransa’sında bir kış günüydü.Kuzey Fransa’da bulunan işçi mahallesi derin bir karanlığa boğulmuştu.Gecenin sessiz ambiyansı, evlerden gelen ağlama ve küfür sesleriyle bozuluyordu.Tam o sırada dairesinde bulunan Laterine, komşu dairede bulunan Maheu ailesinin zilini çalmaya karar vermişti.Yan taraftaki koridorda bulunan daireye doğru yürüyüp, zilini çaldı.Kapının açılmasıyla birlikte daracık dairede bulunan 5 kişilik ailenin tamamıyla bir anda göz göze geldi.Aile, yuvarlak bir masa etrafında toplanmış, mutlak bir umutsuzluk ve keder içinde söyleniyorlardı.Kapıyı açan işçi kadının yüzü bembeyazdı.Derisi kansızlık nedeniyle oldukça solgun görünüyordu.Laterine, 2 hafta önce borç olarak verdiği bir somon ekmeği ima ederek aileden sadece 1 adet ekmek parçası istemek üzere konuya girecekti.Ta ki ailenin bu konudan muzdarip olduğunu, işçi mahallesindeki diğer maden işçileri gibi Maheu ailesinin de mutlak bir açlık içerisinde bulunduğunu anlayınca böyle bir istek belirtmenin oldukça manasız,bencilce olacağına karar verdi ve bu isteğinden geri döndü.Hallerini,hatırlarını ve durumlarını öğrendikten sonra sancılı açlığını bastırmak üzere derin bir uyku çekmek için kendi dairesine geri döndü. Grev kararının alınmasından yaklaşık iki hafta civarı bir süre geçmişti.Karardan bir ay önce oluşturulan “yardım fonu” neredeyse boşalmıştı.Yardım fonunun sekreterliğinden sorumlu olan Laterine, işçi sendikalarından ve Londra’da kurulan enternasyonalden destek almak için deyim yerindeyse kendini yırtıyordu.Londra’daki komüne gönderdiği mektuplardan cevap bekliyor, aynı zamanda Kuzey Fransa’nın dört bir köşesindeki sendikalar ve sosyalist hareketlerle irtibat kurmaya çalışıyordu.Fransa’da o yıllar sosyalist hareketlenme azınlık denecek kadar vahim bir durumdaydı.İşçilerin hakları, aristokratlar ve yatırımcılar tarafından gasp ediliyor,devlet ise serbest piyasa ekonomisine geçişin verdiği toylukla ezilen işçileri korumak gibi bir farkındalıktan son derece uzaktı.Kısacası devlet de yatırımcı da kendi kasasını düşünmekteydi.Sanayi Devrimi’nin Fransa’ya bir anda girmesiyle yol açtığı üretime paralel olarak gelişen radikal tüketim ve krizde bulunan küresel piyasa, maden işletmelerini oldukça yüklü bir maddi tahribata uğratmış, Kuzey Fransa’da bulunan 50 maden işletmesinden yaklaşık 30 tanesi iflas etmişti.Bu nedenle işletme sahipleri, uğradıkları zararın faturasını doğrudan işçilerden kesmeye başlamışlardı.Vardiya ücretleri kesilmiş, maaşları geciktirilmeye başlanmış ve aynı zamanda ayda bir yapılan ısıtma(kömür) yardımları son bulmuştu.Bütün bu vakıalar sonrası Laterine önderliğindeki maden işçileri örgütlenerek grev kararı almışlardı.Grev kararının arkasındaki motivasyon şüphesiz ki çalışarak açlıktan ölmek yerine, kendi hür iradeleriyle çalışmayarak açlıktan ölmekti.Fakat yardım fonunun tükenmek üzere olduğu şu sıralarda madencilerin proleterya devriminin gerçekleşeceğine olan inançları ve umutları giderek tükenmeye başlamıştı.Bütün bu grev etkinliğine karşın işletme, oldukça katı tedbirler alarak işçileri grev kararından döndürmek ve onları bu safsata sosyalist inançlarından dolayı bezdirmek hedefindeydi.Laterine, açlığın giderek kırıcı bir hal almaya başlaması sonucunda, aynı zamanda işçi liderliğinin verdiği psikolojik sorumlulukla grevi sona erdirme ve işletme sahibi Mösyö Jeanlin ile görüşme kararı aldı.Görüşme kararının arkasındaki neden şüphesiz ki binlerce işçinin açlıktan ölümünden sorumlu olacağını hissetmesinin verdiği duygusal tepkiydi.Laterine, her ne pahasına olursa olsun grevi sona erdirip, işçileri bu ucuz ve sefil yaşamlarına maalesef ki geri döndürmeliydi.Sonuçta, aldıkları haftalıklarla birkaç dilim ekmek bulabiliyorlardı. 2 hafta süren grev, 3.haftanın başında pazartesi günü Laterine ve Mösyö Jeanlin arasındaki 1 saat süren görüşme sonucunda sona erdi.Laterine, elindeki işçilerin “devrim ve isyan” motivasyonunu her ne kadar avantaj olarak kullanmaya çalışsa da, görüşme sırasında her ikisi de durumun işçiler için her ne kadar vahim olduğunun farkındaydı.Bu nedenle Laterine, işletme sahibine karşı oldukça net kozlar öne süremedi.Sonuçta, karınlarına ekmek girmesini sağlayacak tek mantıklı karar, işletme sahibiyle düzenli yatacak haftalıklar konusunda anlaşmaktan geçiyordu.Laterine, vardiya ücretlerinin düşürülmesini ve kömür dağıtımının sona erdirilmesini haftalık 20 metelik almak için kabul etmek durumunda kaldı.Grevden önce yaklaşık 30 metelik alıyorlardı fakat buhran sonrası işletme, ücret konusunda da işçilere yüklenmek durumunda kaldı. Grevin sona ermesinden yaklaşık 1 ay geçmişti ki Laterine, madende çalışırken koşulların dayattığı ekstrem şartlara dayanamayıp zatürreye yakalandı.Aynı zamanda diğer işçiler gibi yoğun kansızlık içinde olan Laterine, açlığın da verdiği zorlukla biyolojik olarak dayanamayacak hale geldi ve zatürreye yakalandıktan iki gün sonra 15 metrekarelik dairesinde daha adil ve müreffeh bir hayat tahayyülünde, bir daha uyanmamak üzere gözlerini yumdu.Bu trajik ölümden yaklaşık 2 ay sonra diğer işçiler bu zorlu şartlara dayanamayıp işletmeye ve otoriteye karşı isyan girişiminde bulundular.Fakat nafile, isyan Fransız jandarması tarafından kanlı bir şekilde bastırıldı.Maden işçilerinin hür ve adil bir toplum arayışı da böylece bir daha gündeme gelmemek üzere sona erdi.
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.