Hayırlı geceler canlar.Mükemmel ötesi bir kitap okudum.Çok çok beğendim ki zaten en sevdiğim türdendir korku/gerilim Orkide Ünsür hocamıza emeğinden dolayı çok ama çok teşekkür ederim Allah başarılarınızı daim etsin inşallah. Gelelim kısa bir özetine: Paris'te Daudet Malikânesi maskeli baloya ev sahipliği yapıyordu.Çok görkemli, kalabalık ve eğlenceli bir balo.Çünkü yılbaşı gecesidir.Dışarıda ise lapa lapa kar yağmaktadır.Koca kalabalığın içerisinde ise gözleri üzerine toplamayı başaran güzeller güzeli Lâmia tek başına bir köşede erkek arkadaşını beklemektedir ki bir anda kendisini tanımadığı maskeli bir erkeğin kollarında dans ederken bulur.Bu duruma tabi başta tepki verir fakat konuşmaya başladıkça içinde bir heyecan belirir.Bu gizemli adamın ismi ise Andrew.Bir inatla devam eden konuşma sırasında Lâmia'nın beklediği erkek arkadaşı Pierre gelmişti.Lâmia'nın Andrew'i tanıştırması sonrasında Andrew hoşnutsuz bir şekilde veda eder ve oradan ayrılır.Lâmia arkasından gidene kadar takip eder ama bu gizemli adam uçar gibi malikânenin üst katına çıkar ve kaybolur.Pierre ve Lâmia bir anda arkadan gelen bir sesle irkilirler.Seslenen kişi ise Isabelle ve nişanlısı Jacques.Lâmia birkaç gün önce tanışmasına rağmen hemen kaynamışlardı.Biraz sohbet ettikten sonra ve yılbaşının son saatlerinin gelmesi heyecanı ile Jacques dışarı çıkıp yeni yıla karın altında girmeyi teklif eder ve üstlerini giyip dışarıya çıkarlar.Hava çok soğuktur.Dışarıda biraz kartopu oynadıktan ve sohbet ettikten sonra Isabelle ve Jacques yanlarından ayrılır.Lâmia ve Pierre baş başa kalır.Tam Pierre Lâmia'yı öpecekken geri sayımın başladığını duyan Lâmia geri sayıma katılır ve öpmesine engel olur.Derken havai fişekler patlar.Tam o sırada bir çığlık sesi duyan Lâmia sesin geldiği yana doğru koşmaya başlar Pierre ile beraber.Karda yerde yatan,boynunda iki delik olan ve boynundan oluk oluk kan akan Jacques'i görürler ve şoka girerler.Tam o sırada Isabelle'nin boynunu ısırıp kanını içen birini görürler ve o sırada Lâmia oraya doğru koşar fakat bu adam kimse veya neyse onlara doğru sonra ise Lâmia'ya doğru koşmaya başlar.Lâmia tam köşeye sıkıştığı an,tam saldırıya uğrayacağı an bir yabancı çıkagelir ve saldırganı öldürür.Lâmia uzun süre bu durumun etkisinden çıkamaz.Sürekli gözünün önüne gelir bu olaylar.Böyle zaman geçerken Lâmia'ya teyzesinden bir mektup gelir ve çok hasta olduğunu,kendisine anlatacağı önemli ailevi meseleler oldugunu bir an önce yanına gelmesini ister.Lâmia alelacele yola koyulur ve teyzesinin yanına gider.Gerçekten teyzesi iyi değildir ama Lâmia'nın neşesiyle biraz renk gelmiştir yüzüne.Teyzesiyle mangalda kahve ve likör keyfi yaparken Lâmia'nın çizmiş olduğu resimleri görmek ister ve Lâmia hemen getirip gösterir.Teyzesi mutlulukla bakarken bir anda yüz şekli değişir ve çizdiği adamı ardından da sürekli çizdiği gözleri sorar.Adamın kim olduğunu bilmediğini öylesine çizdiğini,gözlerinde rüyasında sürekli gördüğü gözler olduğunu söyler.Teyzesi bu durum üzerine anlatması gereken önemli ailevi meseleyi anlatmaya başlar.Teyzesi anlattıkça Lâmia'nın kanı donar,duyduklarına inanamaz ve kendi içinde sorgulamalara başlar. Hadi bakalım canlar gerisi sizde

Lamia - Kan BağıOrkide Ünsür · Akınpost · 201525 okunma

·

15 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gonca Çolak