Öncelikle söylemem gereken şey şu olmalı Gülbahar ile ilgili, kitabın kapağında ismi yazmasaydı bile ben kuşkusuz yazarının kim olduğunu bilirdim. Bu bence bir yazar için çok önemli bir özellik.
Yine farklı bakış açıları ile bir çok bölümden oluşan bir kitap. Bu aslında okuru bazen yoruyor ve kafasının karışmasına sebep oluyor nitekim bende öyle oldu. Lakin kitabı uygun zamanda okuyor ve çok ara vermiyorsanız kitapta verileni kaçırmamak adına dikkatinizi diri tutmak zorunda olduğunuz için yaşayarak okuyorsunuz satırları.
Farklı zaman dilimlerine gitgeller yaparak ve bilim, felsefe, tasavvuf, telekinezi, çeşitli psikolojik rahatsızlıkları içinde çokça barındıran, sizi araştırmaya iten dolu dolu bir kitap. Bence daha uzun olmalıydı, hem keyfin daha uzun süreceğinden hem de daha anlaşılır olacağından.
İsmi olmayan kahramanımız Hiç ile Buket arasında geçen sırlarla dolu olaylar sayfaları keyifle ve heyecanla geçmenizi sağlıyor. Yazarın Hallac-ı Mansur'un Ene'l Hakk Gizli Öğretisini satırlar arasına yerleştirmesi en hoşuma giden şey oldu kitap boyunca. Hiçlik mertebesi ve bu mertebeye ulaşmanın insan nefsindeki karşılığı çok güzel işlenmişti.
Yine bir Gülbahar Kurtoğlu klasiği ve dolu dolu bir kitaptı.