Gönderi

Tolstoy 6 Nisan 1857'de, gün ağarırken Paris'te Roquerte Meydanında François Richeux adındaki bir hükümlünün ölüm cezasının infazında hazır bulundu. “Uyumam imkânsız. Durmaksızın arkama dönüp bakıyorum" Aynı gün bir arkadaşına şunları yazacaktı: Bu sabah bir aptallık ettim, bir vahşet olayına katıldım; idam cezasının infazını görmeye gittim...Kafkasya'da savaştayken çok canavarlık gördüm.Bu çok gelişmiş ve zarif makineyle sağlam ve gürbüz bir insanın bir saniye içinde öldürülmesini, önümde bir insanın paramparça edilmesinden daha iğrenç buluyorum. İkinci durumda aklın süzgecinden geçmiş bir irade yoktur; yalnızca insani bir tutkunun son derece şiddetli bir görüntüsü vardır. Birinci durumda ise, inceliğe varacak derecede bir sükûnet ve konfor içinde işlenen bir cinayet var; yüce olan hiçbir şey yok... Ve iğrenç bir kalabalık! İnsan yasası,ne şaka! Aslında devlet yalnızca istismar amacıyla değil, aynı zamanda ve özellikle ahlak yoksunluğu nedeniyle yurttaşlar için kurulan bir fesat yuvasıdır. Ahlak ve din kurallarını anlıyorum, kimse için uyulması zorunlu kurallar değildir, insanı geliştirirler, uyumlu bir gelecek vaat ederler. Sanat yasalarını hissediyorum, her zaman mutluluk getirirler. Ama siyasal yasalar bence yalandır. Hiçbir yerde hiçbir zaman hiçbir hükümetin hizmetine girmeyeceğim."
Sayfa 136Kitabı okudu
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.