157 syf.
·
Not rated
Yapım gereği politik kimliği olan yazarlardan kaçınırım. İsterim ki okuyacağım yazarın tek işi edebiyat olsun. Edebiyatın sanat olmaktan çıkıp siyasete alet edilmesinden korkarım. Şüphesiz ki Aziz NESİN’de siyasi duruşu çok net, tavizsiz bir kişiliktir. Dostum https://1000kitap.com/Nordavind ve 
Ebru Ince nin de üstün gayretleri olmasaydı Aziz NESİN’i de okuma ihtimalim düşüktü. İyiki okumuşuz diyelim.
Aziz NESİN’de edebiyat siyasetin güdümünde midir, belirli bir araç mıdır? Siyasetin edebiyatı ile edebiyatın siyaseti farklı şeylerdir. İlkinde edebiyat vasıtasıyla kitleler tahrik edilir, öfkelendirilir, olumlu karakterler yoluyla dayatma , öğretme vardır. İkincisinde ise, yazarın bir dünya görüşü vardır ve bu dünya görüşü ister istemez eserlerine yansımıştır. Her ne kadar eser yazardan bağımsız da olsa, yazarın dış dünya gerçekliğine göre bir şekil alması kaçınılmazdır.
Siyasetin güdümündeki edebiyatta, sanat kaygısı ve edebi değer ikinci planda kalır. Sanat kaygısı çetrefilli cümleler demek değildir. Bazı yazarlar vardır ki , kalemleri güçlerini yalınlıklarından alır. Bu yalınlığın en büyük örneği Çehov’dur.
Aziz NESİN’in eserleri de gücünü bu yalınlıktan alan eserlerdir.
NESİN’in tarzı da yalınlığı gerektirir. Mizah türünde yazmak, çok kolay bir iş değildir. Düşündüğümüzde aklımıza aşk, polisiye, fantastik vb. türlerde yazan birçok yazar gelirken mizah da sıralayabileceğimiz yazar sayısı bir elin parmağını geçmez. Mizah türü ince bir ipte yürümek gibidir. Kalemin ucu kaçtı mı saçmalamaya kadar gider. Yazarını bir anda okurun gözünde yer ile bir edebilir. Okurdan her ne kadar gülmeye hazır bir vaziyet almasını bekliyorsa, yazarından da en az bunun kadar ciddiyet bekler. Bu ince ipin üzerinde yürümekte ancak usta bir yazarın işidir.
Aziz NESİN’in hikayeleri her ne kadar anlatma geleneğine dayansa da yazım prensiplerinin birçoğunu da yerine getirir. Öncelikle giriş cümleleri çok çarpıcıdır. İlk girişte bir merak uyandırır okuyucu da. O cümleyi okuyunca anlarsınız ki bir şeyler olacak. Okuyucu yakalar, ortama hazırlar. Çok geçmeden hikayenin merkezi , olmazsa olmazı çatışma, kendini gösterir. Gerçekten de Nesin’in neredeyse hiçbir çatışmasız hikayesi yoktur. Çatışma; dilinde yalınlığı ile çok net olarak ortaya koyulur ve sonuçlanır.
Bunların yanında yazıları çok derli topludur. Hikayenin çatışmasından, asıl konusundan bağımsız bir tane bile cümle yoktur. Hikayeleri ne çok yoğun anlatıma ne de diyaloğa yaslıdır. Anlatımla okuru hazırlarken diyaloglarla etkiyi derinleştirir. Her ikisi de kararında ve yerli yerindedir. Özellikle durum hikayelerinde en büyük sorun, yazarın nerede girip nerede hikayesini bitireceğidir. NESİN de girişler ve çıkışlar çok yerindedir. Okuyucu girişte sıkılmaz, çıkışta da laf uzamaz.
Bütün bunların hepsi de elbette ki iyi bir eserde ve yazarda olur. Bazen inceden bazı yerlere göndermeler vardır ama yukarıda da bahsettiğimiz gibi bunlar yazarın dünya görüşünün ister istemez esere yansımalarıdır. O kadar da olur. Nereden baksak bu da bir ironi, göndermesiz gülmece olmaz.
Herkese keyifli okumalar dilerim.
··
184 views
Sen bir de Baykurt oku benim için :)) Beğenmezsen fur boynumu :)))
Teşekkür ederim hem varlığın hem inceleme için, ben de "Sayıt Fayık"okudum ama dikkat ettiysen :))) aşıyorum kendimi :))
Birkaç tane okudum ama bugün yarın etkinlik yaparsan senin için bir tane daha okuyacağım. Hem de Kaplumbağaları :)) inceleme de yazarım. Severim onu da. Ne demek, bu organizasyon için ben teşekkür ederim. Katkımız olduysa ne mutlu. Sevgiler. Selamlar :)
4 next answer
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.