Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

415 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Biz Beraber Geçtik Bu Yolu | Değerlendirme
Cengiz Dağcı’nın 1996 yılında basılmış olan bu eseri İzmail Tavlı adında, Kırım'da doğmuş, sonrasında 2. Dünya Savaşı yıllarında Ruslar adına savaşırken Almanlara esir düşmüş bir adamın hayatını anlatıyor. İzmail Tavlı adında bir adam ve eşi Ramila... Onların hüzünlü hayat hikâyesi Râmila’nın hastaneye kaldırılmasıyla bizlere uzanıyor. İzmail Tavlı, uzun yıllardır Polonyalı eşi Ramila ile İngiltere'de yaşamaktadır. Eşi bir gün hastalanır ve hastaneye kaldırılır. Ramila iki hafta boyunca hastanede yoğun bakım ünitesinde kalır. Bu sürede İzmail, eşini hiç yalnız bırakmaz ve hemen hemen her gün hastaneye giderek eşine çiçek götürür. Yine kol kola eve gidecekleri umuduyla aşındırır hastane yollarını. Bu iki haftalık süreçte de İzmail Tavlı'nın hayat yolculuğu, İzmail'in geçmişe yönelik zihin yolculuğu, teyzesine yazdığı mektuplarla anlatılıyor. İzmail'in doğduğu ev, annesinin ölümü, babasının ortadan kayboluşu, teyzesinin onu büyütmesi, askere gidişi, savaş sırasında kaybedilen askerler için yaptıkları... Sonra teğmen olarak yer aldığı savaşta askeri araçların güvenli geçişi için köprüyü koruma görevi esnasında Almanlara esir düşüşü... Bunların hepsi enfes bir kurguyla anlatılıyor. Daha sonra İzmail'in uğrunda hastane kapılarında beklediği Ramila'yla tanışma hikâyesi ve Ramila'nın ölümü... Polonya’ya gidecekken bir treni kaçırmasıyla başlar İzmail’in hüzünlü aşk hikayesi, aslında hayat hikayesi… Ramila ile, bindiği trende tanışır ve onun verdiği adrese gider. Uzun bir süre tek kaldıktan sonra Ramila da yerleşir yanına. Daha sonra Alman birlikleri Sliska Sokağı'nı da ablukaya alır... Yaralılar, ölüler daha neler neler... ve artık onlar esir alınmıştır, evler boşaltılır ve ateşe verilir. Esir kamplarına götürülürler. Daha sonra çalıştırılmak üzere Almanya'nın Salzburg şehrine... Kadınlar tarım işinde, erkekler yol inşasında. Haftanın altı günü birbirlerini görmeden çalışırlar. Yalnızca pazar günü görebilirler birbirlerini. İşte o pazar günlerinden birinde de Ramila, İzmail'e hamile olduğunu söyler. Bir süre sonra kızları Ramize dünyaya gelir, ancak İtalya'da İngiltere'ye nakledilmek üzere yolculuk yaparken Ramize hayata gözlerini kapar. Bulundukları şehirde defnederler Ramize'yi. Yollarına devam ederler. İngiltere'ye yerleşip burada hayatlarına devam ederler. Bunları İzmail'in teyzesine yazdığı mektuplardan öğreniyoruz. İngiltere'ye geldikleri kısımdan sonrasıyla ilgili mektup yok. Çünkü İzmail için bundan sonrasını onun için hep aynı günlerin devamı. Çünkü onun için kendi denizi, kendi kıyıları önemli... İngiltere günleri bütün bunları anlatamaz ki teyzesine. Aslında teyzesine hitap ettiği mektupları da göndermemiş ki hiç İzmail! Yazmış yazmış koynuna koymuş. Aslında teyzeye yazılan mektuplarda açılan gönül sayfaları İzmail'in değil, Cengiz'in kendi gönlünden geçen cümleler... Onun hasreti, özlemi... Çünkü Cengiz Dağcı -İzmail ve Ramila dese de- Cengiz ve Regina'nın hikâyesini anlatmış. Bu kitap yayımlandıktan iki yıl sonra da Regina hanım, Cengiz'i beraber yürüdükleri hayat yolunda yalnız bırakıp terk-i diyar ediyor. Aslında Cengiz Dağcı, Regina’sız hayatını kaleme almış. Kitabın sonunda İzmail, Ramila’nın cenazesini yapar. Ayakkabılarıyla, evindeki saksının toprağının bir parçasını mezara koyar ve oradan ayrılır. Ramila çiçekleri çok sevdiği için Botanik bahçesine gider. Evine gelir. İç konuşmalarla beraber koltuğuna oturur. İki bisküvi yer. Goriot Baba kitabını açar; “Bitti, son” der, kapatır. Ve roman biter. Kitabın hüznünü anlatan iki sözü de şuraya bırakmak istiyorum; “Sadece yorgunum. Yaşamaktan yoruldum. Yanıma gel. Ellerini omuzlarımın üzerine koy. Gözlerimin içine bak. Gözlerimin içine bak ve gül. Gözlerimin içinde üzerine gülünecek bir şey yok ya, sen gene de gül.” “Eylemlerin en müşkülü beklemekti.”
Biz Beraber Geçtik Bu Yolu
Biz Beraber Geçtik Bu YoluCengiz Dağcı · Ötüken Neşriyat · 201563 okunma
·
80 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.