Her gerçek burjuva, doğanın kendisini üstün olarak yarattığını ve yönetmeyi, ezilmiş yığınlann sırtına binmeyi hak ettiğini düşünür; işçi ise boyunduruk altında, günü gününe yaşar ve ufku dardır. Anne sütüyle birlikte köleye yaraşır önyargıları da içtiği için, devleti yönetmenin ve iktidara sahip olmanın kendisini çok aşacağına, ucuz malzemeden yapıldığına inanır.
Ancak, şu işe bakın ki, Rusya'daki işçiler ve yoksul köylüler kendi ülkelerindeki ve diğer ülkelerdeki varlıklı sınıflann egemenliğine bir nokta koymak üzere ilk adımı —iyi, sağlam bir adım, ama daha ilk olan— atmışlardır. Emekçi yığınların da diğer insanlar gibi aynı malzemeden yapıldığını ispatlamışlar, iktidarın gücünü kendi ellerinde tutmak ve bütün ülkeyi yönetmek istediklerini açığa vurmuşlardır.