Gönderi

464 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Yine ben, yine bir İthaki Bilimkurgu Klasiği ! (Spoiler içerir)
Başlıkta da belirttiğim üzere kendimi artık İthaki BKK serisiyle bütünleşmiş bir okur olarak görmekten imtina etmiyorum. 50 kitaplık bu seriyi bitirmeden de rahatlayacağımı sanmıyorum :) Her neyse; İthaki BKK serisi içerisinde okumuş olduğum 16. kitap olarak yerini aldı Heinlein'ın bu ilginç eseri. İlginç diyorum çünkü ayrıntılara girdiğimde de bahsedeceğim üzere bilimkurgu gibi başlayıp siyaset bilimine, devrim nasıl yapılıra ve psikolojik unsurlara fazlasıyla yer veren bir kitap olmuş diyebilirim. Kitap, Luna (Ay) ve Terra (Dünya) isminde iki farklı ana mekanı konu ediniyor ve bunlardan Luna (Ay) sürgün-sömürge gezegeni olarak betimleniyor. Zamansal olarak ise 2075 yılı ve sonrasında gerçekleşen olayları ele alıyor. Terra (Dünya) üzerinde yaşayan insanlar için 2. sınıf insanların yaşadığı yer olan Luna'da insanların yaşamları aslında sadece Terra'da yaşayan insanların hayatına endeksliymiş gibi bir algı kitabın başında hemen sizi yakalayıveriyor. Ana karakterlerimiz ise Mannie ( Bilişim Uzmanı), Mike (Süper Bilgisayar), Profesör De La Paz, Başgardiyan (Terra'nın atadığı Luna Yöneticisi) ve Wyoh (Hong-Konglu bir aykırı). Eserimiz bilişim uzmanı olarak nitelendirdiğimiz Mannie'nin arıza yapan Mike'ı ziyareti sonrası ikili arasında gelişen ilginç diyalogların zamanla süper bilgisayar Mike'ın yardımıyla bir devrim hareketine dönüşüp başarıya ulaşması gibi imkansız gözüken bir kurguya sahip. Mike'ın garip espri anlayışı sayesinde gelişen bu dostluk zamanla Wyoh ve Profesör De La Paz'ın katılımıyla büyük bir harekete dönüşüyor; Otorite'ye baş kaldıran bu büyük hareket Mike'ın yardımlarıyla özgürlük mücadelesi sonucunda başarılı oluyor. Lakin başarılı olmak yetmiyor; aynı zamanda Terra'yı memnun edip bu başarıyı kalıcı hale getirmek gerekiyor. Bunu yapmak için de incelememim başında değindiğim gibi kitap bize uzun uzadıya siyaset bilimi noktasında bilgiler veriyor. Uzun siyasi kavgalar sonuç vermeyince Luna'daki aykırılar Terra'ya mancınıklarla taş saldırıları düzenliyor ve önce başarısız olmuş gibi gözükseler de sonunda başarıya ulaşıyorlar. Süper bilgisayarımız Mike'ın eserin sonunda arıza verip konuşamaz ve işlevlerinin bir kısmını yerine getiremez hale gelmesi gibi üzücü bir sona sahip olan eserimiz okunmaya değer ancak bir o kadar da belirli bölümlerde sıkıcı olmaya aday. Benim ilgimi çeken şey ise Mike'ın gerektiği zaman bir başkasının sesini ve görüntüsünü taklit edip yansıtabilmesiydi. Bu yeteneğin bugün tartışılan Deep-Fake teknolojisiyle fazlasıyla benzeşmesi ise neden bilimkurgu okuyorsunuz sorusuna cevap olabilecek nitelikte. Başka kitaplar okumak üzere verdiğim aranın hemen öncesine böylesine hem harika diyebileceğim hem sıkıcı diyebileceğim ilginç bir bilimkurgunun denk gelmiş olmasını şans olarak nitelendirmek istiyorum, istiyorum ki İthaki'nin bu harika serisine devam edebileyim. Bir başka incelemede görüşmek üzere !
Ay Zalim Bir Sevgilidir
Ay Zalim Bir SevgilidirRobert A. Heinlein · İthaki Yayınları · 2017511 okunma
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.