Mualla...
Adına sonsuz notalar biriktireceğim türkü gibi kadın...
Yokluğunun gölgelendiği şu ince yol kenarı pek ala bilir bizi.
Bilmem adına yaraşan şu endam hangi çiçeğin gizi.
Mualla...
Uyurgezer değilim düşleruyurum sadece. Saçların misk ü amber kokusunu üfler ciğerlerime. Gözlerinse... Ah o gözler Mualla dilimi damağımı kurutur.
Uzaklara dalışın hele arkada çalan inceden bir türkü. Sen,türkü gibi kadın ben ise ezgi bilmem Mualla...
Benzemiyordun bir şairin gönlündeki sevgiliye !
Bezenmiş karanfil bahçesini andırıyordu suretin. Endamın yetiyordu tüm çiçeklerden ürkmeye.
Bakışın ölümdür Özdemir Asaf değilim ben Mualla
Bağıra çağira GİTME DİYORUM!
Mualla...
Kitaplar bile sen kadar güzel değildi Mualla.
Alfabe bilmem ben
Öfkeni gözlerinden okumayı bilirim
Bakışının esaretiyle karışan sözcükler bilirim ama alfabe bilmem ben Mualla.
Sen... Kitap gibi kadın... Ben ise okuma bilmem Mualla!
Tarifin de eşin de benzerin de yok Mualla. Dünya dünya olalı böylesi bir afet-i can görmedi Mualla yıldız bakamaz gül cemaline güneş imrenir ışıyan yanaklarına... Ah Mualla sen,sen bir mücevher kutusu ben ise oyma bilmem Mualla...
Özdemir Asaf değilim ben Mualla
Bağıra çağira GİTME DİYORUM!
Mualla...
Gözlerinin en karasına tutkun olduğum güzel kadın...
Mualla,adın ruhuma üflenmiş kadar uhrevi geliyor bana.
Kimin sana ne dediğini önemi yok bir bakıma,
seni sayıklar dururum karanlığıma
Gözlerin bahtımdan da kara Mualla...
Ellerin bir ömür dizlerimde
Saçların her gece göğsümde
O kaçamak bakışların yüzümde,
Ah be Mualla,ne de güzel uyursun düşlerimde...
Hadi sen uyu yıldızlar seyre dursun kirpiklerinin gölgesini
Uyu da düşlerim arasın gece boyu seni
Usulca yum gözlerini Mualla...
Sessizce kıvrılır diz kapakların elin yana düşer,
Uykuya dalmanla ince küçük kımıldamalar olur parmak uçlarında...
Sen uyuyunca tüm alem uyumaya özenir.
Öyle güzel uyursun ki sevgilim.
Özenip yanına mı kıvrılsam,yoksa yılları uykunu izleyerek mi bitirsem karar veremiyorum... Mualla...
Sen,
Ölüm kadar yakın uyku kadar eşsiz kadın..."
BETÜL BOZKURT