Gönderi
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=YVqlruX...
Türk edebiyatında en sevdiğim isimlerden birisidir Hasan Ali Toptaş. Onun naif dili sayesinde kitabı okurken su üstünde yürür gibi hissediyorum. Yazarın yazım diline özel olarak söylenen hat edebiyatının da ne kadar doğru bir tabir olduğunu, okuduğum her kitabından sonra anlamış oluyorum. Beni Kör Kuyularda kitabı yazarın geçen aylarda çıkardığı son eseri. Bir önceki kitabı Kuşlar Yasına Gider ismini türküden alırken, Beni Kör Kuyularda ise Ümit Yaşar Oğuzcan’ın şiirinden almış.
Kitap bir aile dramını anlatırken aynı zamanda yozlaşmış bir toplumun resmini çiziyor. Kitabın başında babasına yemek götürmek üzere yola çıkan Güldiyar’ın başına bir hadise gelir ve bu hadisenin ne olduğunu kitap boyunca bilmiyorsunuz. Bu olaydan sonra Güldiyar ne zaman ağlasa gözlerinden yaş yerine taş dökülür. Gözünden dökülen her taşla birlikte bir toplum da öyle düşer ve kaybolur.
Güçlülerin eline esir olan baba Muzaffer ile Güldiyar’ın acısı bir tiyatro oyununa dönüşür. Bu acıyı görmek isteyen insanlar bedeli ne olursa olsun bir kızın dramına şahit olmak ister. Ama asla yardımcı olmak istemez. Seneler boyunca bir kızın yitip gitmesine göz yuman halkın sadece o kızın gözünden düşen taş ile ilgilenmesi günümüz toplumunun ne beter olaylar karşısında sessiz kalıp seyirci kalmasını anlatır. Bir süre sonra artık ağlayamaz duruma gelen Güldiyar’ı ağlatmak için arkasından vurulan her bıçak darbesi de binlerce yıldır bir kısım insanoğlunun yaşadığı her acıya duyarsız kalan diğer kısımda kalan insanın resmidir. Kitabın sonunda ise anlıyorsunuz ki acıların tipi ve boyutu değişse bile buna seyirci kalıp kendini tatmin eden insanlar asla değişmiyorlar.
Son zamanlarda okuduğum en değerli kitap olup, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da okuduğum en iyi kitabı Hasan Ali’den okumuş olacağım gibi gözüküyor. Henüz okumadıysanız ve okuma düşünceniz varsa mutlaka bir tane edinip okumanızı tavsiye ederim.
··
197 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.