Gönderi

Batık Liman'a Giriş
Batık Liman'ın yayımlanmasını sağlayacak kadar şiire inanan, Ungaretti'nin subayı, Ettore Serra. "Arap olmasına arap değildi artık." diyordu arkadaşı için Ungaretti. "Ama bir başkası da alamıyordu. Tedirgindi. Nasıl ve nereye yerleştireceğini, nasıl ve nerede yumuşaklığa dönüştüreceğini bilmediği, yıkıcı bir sevgi taşıyordu yüreğinden; yersiz yurtsuz, köklerinden koparılmış hissediyordu, müthiş bir kin duyuyordu kendine karşı, insanın ruhunda açılmış bir yaraydı sanki, Nietzsche okuttu bana; on yedi yaşımdaydım, müslüman annesini korkutmak için yatağının başucuna bir haç astığını söylemişti. Birlikte Poe ve Baudelaire okuduk; Mallarme okutmak istedim ona ama dalgayı geçti benimle." Bu 'köksüzlük' sancısının karşısına kısacık, yoğun, kök duygusuyla bilenmiş bir dize ile dikiliyordu Ungaretti, şairdi. Batık Liman'da açıklıyordu sahip olduğu gücü: Ancak şair inebilirdi denizin dibine, bilinçaltındaki batık limanlara ancak o ulaşabilirdi; içindeki düğüm düğüm şarkıyı çözebilir, onu çevreye yayabilirdi. Ancak geride, tüketilmez, giz yüklü, çok değerli bir 'hiç' kalmalıydı ona. Giz, 'ben'i kendi köklerine bağlayan birşeylerin varolduğunun bilinciydi. Bunu bilen insan "kırılganlığına" boyun eğer, evrenin "canlı bir lifi” olduğunu duyumsar, "aylak"lığı seçebilir ve kendi kimliğini yitirmeksizin zamanın değişimini gövdesinde duyabilirdi. Ancak böyle dönüşebilirdi sonluk-sonsuzluk karşıtlığı bir sürekliliğe.
Sayfa 19-20, Işıl SaatçıoğluKitabı okudu
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.