GEORGE ORWEL:1984
1984 kitabı geleceğe ilişkin bir kabus senaryosudur.Bireyselliğin yok edildiği,zihnin kontrol altina alındığı, insanlarin makineleşmiş kitlelere dönüştürüldüğü totoliter bir dünya düzeni, romanda inanılmaz bir hayal gücüyle kurgulanmıştır.
Eserin kahramanı winstondur.Eserde winstonun ağzıyla dönemin rejimini, rejimin insanları sürekli takip edip kontrol altına aldığını eleştiriyor.Ayrıca eserde özgür düşüncenin büyük suç olduğu ve insanlarin tek tipleştirilmeye çalışıldığı anlatilmaktadir.
Winston evrak bakanliğinda gerçeklerin yok edilip yerine yeni belgelerin veya kitapların toplatilip yeniden yazildigini vurguluyor, örneğin siyasilerin verdiği hedefler tutturulmadiginda o gedeflerin degistirilip hedefe varılmış gibi gösterildiğini söylemekte. Ayrıca winston eserde büyük biraderin mutlak güç olduğunu vurgulamakta,ve kendisi bundan hiç de memnun olmamaktadir.winston rejimin yeni kelimeler üreterek zamanla şimdi konuşulan dili unutmaya çalışıldığını söylemekte, rejimin insanları küçüklükten eğittiği ve cinsel ilişki,duygusal sevgiye karşı olduğunu ve çok baskıcı ve yasakçı bir rejim olduğu için elestiriyor ayrıca büyük biraderin rejimi, telle ekran sayesinde refahın, üretimin arttığını ve toplumun zenginleştiğini söylemekte olduğunu ancak gerçek te ise halkın yoksulluk ve yokluk içinde olduğunu söylemektedir.winston partinin çok baskıcı olduğu ve devrim öncesiyle şimdiki yaşamı karşılaştırıp şimdiki hayatın daha lüks ve iyi olduğu yalanını söyleyip halkı devrime ve rejime sahip çıkmayı sağlamaya çalıştığını söylüyor,winston bunların yalan olduğunu ve buna karşılık gerçek devrim ve refah dolu bir yaşamı proleterya olan işçi kesimin gerçekleştirebileceğini ancak işçi sınıfında bilinçsiz olduğu ve uyumakta olduğunu vurgulamaktadır.son olarak da winston eserde partinin ve büyük biraderin rejime muhalafet olan siyasilerin tutuklanıp,idam edilip yok edildiğini söylüyor.
Winston julia adlı bir kızla tanışır ondan çok hoslanmasina rağmen,julia yi parti üyesi, düşünce polisinin ajanı zann ettiği için ondan nefret eder,dahası onu sürekli öldürmeyi düşünüp hayaller kurar ancak gerçekte winston onu sevmekte ve onu çok arzulamaktadır. Onla parti binasında karşılaştığında onunda kendisine baktığını fark eden winston onla konusmaya karar verir ancak yakalanabileceği korkusu ve onun ajan olabileceği düşüncesinden çok tedirgin ve dikkkat li olmaktadır.Zaman içinde fırsatını bulup kızla konuşuyor ancak tele ekran onları takip etmesin diye kizla sapa ve sakin bi yerde sözleşip buluşuyor.zamanla kizla sevgili olup sık sık buluşmaya başlarlar, ancak buluştuklarında yakalansalar öldüreceklerini biliyorlardır ve romanda sık sık imkânsızlıklardan çay, şeker gibi temel gıdaların çok az olduğunda bahsedebilir, halk sefalet içindedir.
Winston bir gün yine iş ortamında juliayla gizliden konuşmaya çalışırken arkasından obrien'in geldiğini fark ediyor obrien winstona kendisinde bir sözlük olduğunu ve onu gelip almasını söylüyor, winston a evin adresini yazıp veriyor winston bunun bi şifre olduğunu ve obrienin partiye ve büyük birader rejimine karşı olan kardeşlik örgütüne üye olduğunu düşünmektedir. Birgün o ve julia ,obrienin evine gidiyor ve düşüncelerinin doğru olduğunu görüyor ve juliayla birlikte kardeşlik örgütüne katılıp partiye ve rejime karşı savaşmaya isteyip onun için be gerekiyor sa yapmaya hazır olduklarını obrien a söylüyorlar, obrien kendilerene şimdilik düşünce polisine ve rejime karşı mutlaka başarısız olunacağı ve birgün yakalanıp öleceklerini ancak zaferlerinin her ne kadar kendileri görmezlerse de gelecek nesillerin devrimi gerceklestireceklerini söylüyor.
Kardeşlik örgütüne katılan winstona toplumu ve tarihi anlaması için yasaklı olan kitabı okuması için gizlice veriyorlar.Kitapta dünyada üç büyük devletin olduğu, bu üç büyük devletin birbiriyle ezeli düşman olup sürekli savaş hâlinde olduğu vurgulayıp, ancak gercekte ucununde biribirlerini yenme gibi bi sıkıntısının olmadığı ve onların var olmasının düşman rejimlerimin varlığını sürdürmesine bağlı olduğu vurgulaniyor.Kitapta halkın baskı altında olduğu, uyutuldugu ve sürekli kontrol altinda olduğu belirtilmektedir.Halki üst,orta ve alt kesim olarak üç sınıfa ayiriyor ve üst kesim sürekli yerini korumaya,orta kesim devrim yapıp üst kesimin yerine geçmeye çalıştığını, alt kesimin ise sürekli uyutuldugu,geçim sıkıntısı ile uğraşılip ezildiği nden dolayı hiç bir düşüncesinin olmadığı vurgulanıyor.
Julia ve winston bir süre kitabı okuduktan sonra uyudular.Bir müddet sonra bahçede şarkı söyleyen 50 li yaşlarda kadının sesiyle uyandılar. Uyandıklarında sobanın söndüğünü ve odanın soğuk olduğunu fark ettiler.Pencerede kadına bakıp konuşurlarken arkalarinda bi sesin geldiğini ve bu sesin tele ekran sesi olduğunu fark ettiler,artik her şey bitmişti winston ve julia artık dusunce polisine yakalanmıştı.
Winston yakalandıktan sonra sevgi bakanlığında hapsedildi.yakalandiginda saat kaçtı kaç gündür burada julia, ibrien nin durumu hakkında hiç bir fikrî yoktu.winston yakalandıktan beri hiç bir şey yemeden öylece hareketiz kaliyor,hareket ettiğinde de tele ekrandan korkunç ses geliyordu.Odasinna ondan başka suçlu lar getirilip götürülüyordu, hepsi aç, işkence görmüş perişan haldeydiler. Winston ,kapı açıldığında yine kedisine işkence yapmak için 101 numaralı odaya götürüleceğini anladı fakat kapı açılınca karşısında obreni görünce şaşırmıştı, obrein düşünce polisinin ajanıydı ama yinede onu gördüğüne sevinmişti çünkü onla konuştuğunda rahatlatıyordu, obrein winstonu 101 numaralı odaya alıp işkenceyle butun bilgilerini kafasında ne varsa silip yerine partinin kabul ettiği doğru bilgileri benimsetmeye çalışıyordu.Obrein amacı yani partinin amacı vinstona acı çektirmek değil partinin gerçek dediği şeylere inandırmak,onun kabul ettiklerinin tek doğru olduğunu kabul ettirmek ve en sonda onu kurşuna dizmektir.
Obreinin iskencelerine dayanamayan winston en sonunda teslim olmuş onun her dediğini kabul etmiş büyük biradere ve partiye sadakatle bağlanmıştı, onun için winstonun tedavisinin bittiğini ve artık onu serbest bırakmışlardı. Parti ona güzel iş bulmuş belli bir gelire sahip olmuştu. Winston genelde meyhanede takılıyor ordaki yeri belli olup sürekli içki içiyordu. Düşünce bakanlığında cikinca birgün juliayla karşılaştı ona uzaktan baktı, çok değişmişti julia,düşünce polisi ajanlarından çekinmeden gidip onla konuştu ve onla tekrar görüşmek üzere sözleştiler. Winston tekrar meyhaneye gidip tekrar içkisini içti,tele ekrana kulak verdi tele ekranda okyanusyanin savaşta zaferle çıktığını söylüyordu, winstonun artık devrimden umudu kalmamıştı,halk zafer kutlamasi için sokaklara akin ediyordu,winstonda dışarı çıkıp nereye gittiğini bilmeden kosuyordu,savaş büyük biraderin zaferiyle sonuçlanmıştı artık, o mutlak yenilmez tek güçtü. Ve esnada onu takip eden muhafız arkadan infaz etti ve winstonun beklediği kaçınılmaz son gelmişti artık, herşey bitmişti artık.
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.