Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

170 syf.
10/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Uzunca bir zamandır inceleme yazmak istiyordum bu kitaba ama ne yazsam eksik kalırmış gibi hissettiğimden bir türlü elime alamadım. İlk olarak şunu söylemek istiyorum ki bu kitap herkesin ama herkesin en az bir kez okuması gereken bir kitap. Ki aslında defalarca okunmalı... Neresinden tutarsam tutayım, ne açıdan bakarsam bakayım kötü bir şey söyleyemiyorum bu kitap için. Beni cidden büyüledi. Her bir satırı üzerinde düşüne düşüne, acele etmeden, kimi zaman bazı cümleleri defalarca okuyarak kitabı adeta okumadım da emdim, yaladım yuttum. Yazarın tüm bu anlattıklarını ancak cidden acı çekmiş ve yalansız dolansız anlatan bir insanın yazabileceği samimilikle anlatışı, yine de öfkesiz ve acıyı kabullenmiş bir sükunetle ve kimseye haksızlık etmek istemeyerek olabileceği objektiflik sınırlarını zorlamış olması, tüm bu acıları insana yaşatırken aynı zamanda bir tümevarımla bunu sistematik bir şekilde bilime aktarabilmiş olması... Hepsi hepsi beni çok etkiledi. Bu kitaptan benim kadar etkilenmeyen de bir sürü kişi oldu. Aynı şeyleri yazmış, samimiyetini hissedemedim diyenler oldu. Ama ben hayatlarında gerçekten "iliklerine kadar acı çekme"nin ne demek olduğunu bilen herkesin hissedebileceğini düşünüyorum. Çünkü acı kılık değiştirip durur ancak onu bir kez hakikatiyle görmüş biri hangi kılıkta olursa olsun onu tanır... İçeriği hakkında kısaca bahsetmek gerekirse -ki ben aslında kitaptan alıntılar yaparak bahsetmek istemiştim ama sanırım bunun için kitabın yarısını buraya taşımam gerek- kamptaki insanların yaşadıkları acı sonucu aşama aşama nasıl değiştiği ve sonunda tek düşündüklerinin ilkel ihtiyaçlarını giderebilmek olduğundan, umutsuzluk içerisindeki insanların yaşama tutunamayıp ölümün kucağına kendilerini nasıl attığından; hayata dair bir amaç, bir "anlam" taşıyan insanlarınsa nasıl hayatta kaldığından söz ediyor. Kitapta da defalarca tekrarlanan ve bu durumu mükemmel özetleyen, Nietzsche'nin bir sözünü zikretmek istiyorum: Yaşamak için bir "neden"i olan kişi hemen her "nasıl"a dayanabilir. Daha sonrasında hayatta anlam bulabilmenin 3 yolundan söz ediyor(syf 125) : 1-) Ortaya bir eser koymak 2-) Sevmek 3-) Acı çekmek Okurken şunu fark ettim ki uzunca bir acı sonucu vardığım sonuçlar Frankl'ın düşüncelerinden farklı değildi. Belki onun kadar sistematize ederek tanımını yapmaya girişmedim fakat o, sözcüklere döktüğü vakit her bir cümle içimdeki anlama bir yapboz parçası gibi uydu. Velhasıl kelam ister sevin, ister acı çekin, ister bir eser ortaya koyun tamamıyla kendinizi verip içinizde tüm varlığıyla hissettiğinizde ve ona yönelik bir tavır geliştirdiğinizde "anlam" sizi bulur. Bu anlamı edinmek de insana güç verir. Son olarak değinmek istediğim bir şey daha var. Beni üzen bir şey... Yahudilik tarihi boyunca Yahudilere Hristiyanların zulmetmesi ve şu an Yahudilerin Müslümanlara zulmetmesi... Tıpkı şu an kendi din kardeşlerimin gördüğü zulüm kadar o Yahudi kamplarında masum insanların gördüğü zulme de içerledim, kalbimi acıttı bu olanlar. Daima birileri mazlum ve başka birileri o insanların üzerinden başkalarına zulmediyor. Elhamdülillah müslümanım ve dinimi yaşamaya çalışıyorum, hiç kimseye de dininden ötürü saygısızlık yapmıyorum. Bir insanı sırf Yahudi veya Hristiyan olduğu için eleştirmem. Dediğim gibi onların da içinde çok masum insanlar vardı acıyı en derinden tadan... Ama şu an o insanları bahane ederek hiç de masum ve mazlum olmayan insanların ettikleri de yüreğimi dağlıyor. Ne yazıkki her grupta iyi niyetli olmayan insanlar var. İnşaallah bir gün bütün bu savaşlar, zulümler ve acılar biter...
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202335,6bin okunma
··
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.