Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

448 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
ULUĞ BEY'İN KATLİ VE BİLİM DİN ÇATIŞMASI ÜZERİNE BİR İNCELEME
Uluğ Bey, Timur İmparatorluğu'nun 4. Sultanı, matematikçi ve astronomi bilginidir. Timur'un oğlu Şahruh'un büyük oğludur. 1393 yılında Sultaniye kentinde dünyaya geldi. Uluğ Bey, Semerkant'ta bir medrese ve bir de rasathane yaptırmış, burada çok değerli kitaplardan oluşan bir de kütüphane meydana getirmiştir. Rasathane için yörede bulunan tüm mühendis, âlim ve ustaları Semerkant'a çağırmıştır. Kendisi için de bu rasathanede bir oda yaptırarak tüm duvar ve tavanları gök cisimlerinin manzaralarıyla ve resimleriyle süsletmişti. Gözlemevinin yönetimini Bursalı Kadızade Rumi ile Cemşid'e vermiştir. Cemşid, gözlemlere başlandığı sırada ve Kadızade gözlemler bitmeden ölünce gözlemevinin tüm işleri o zaman genç olan Ali Kuşçu'ya kalmıştır. Uluğ Bey, kendi gözlemlerine dayanarak "Zeyci Sultani" adı verilen bir eser yazmış, bu eser birkaç yüzyıl doğuda ve batıda faydalanılacak bir eser olmuş, Zeyç'in iki makalesi ilk olarak 1650 yılında Londra'da basılmıştır. Daha sonra eser Avrupa dillerinin birçoğuna, çevrilecek, 1846 yılında Fransızca olarak aynen basılacaktır. Zeyç Sultani'nin asıl kopyalarından biri Irak ve İran savaşlarından sonra Türkiye'ye getirilmiş ve halen Ayasofya kütüphanesindedir. Uluğ Bey'in yönetimi zamanında fetihlerden çok babası zamanında olduğu gibi yönetim güçlendirilmiş ve önemli bilimsel gelişmeler yaşanmıştır. Uluğ Bey ilmi sohbetler, matematik ve astronomi konularında kendini eğiterek geliştirdi. Kadızade Rumi, Gıyaseddin Cemşid ve Ali Kuşcu ile çalışmalar yaptı. Semerkant yakınlarında rasathane kurulması çalışmalarını başlattı. 1429 Ekim’inde rasathaneyi tamamladı. Şahruh'un 12 Mart 1447 yılında ölümüyle Timurlu tahtı için yaşanan mücadeleye katıldı. Oğlu Abdüllatif valisi olduğu Belh şehrinde Alaüddevle tarafından kuşatılınca 1448 yılı baharında Alaüddevle'nin kuvvetlerini yenerek Herat'ı ele geçirdi egemenliğini sağladı. Herat'a oğlu Abdüllatif'i vali yaparak Timur Devleti’nin başına geçti. Uluğ Bey 1449 yılında Belh' te bulunan oğlu Abdüllatif'in kendine karşı sefer düzenleyeceği haberiyle onun üzerine gitti. Ceyhun kıyılarında karşılaşan baba ve oğula bağlı kuvvetler arasında küçük çaplı çarpışmalar oldu ve Semerkand yakınlarındaki Dımaşk köyü civarında Uluğ Bey oğluna yenildi. Bir süre kaçtıktan sonra Semerkant'a dönerek oğluna teslim oldu. Hacca gitmek için oğlunun iznini alan Uluğ Bey, yolda oğlunun adamları tarafından öldürüldü. “İdeal Devlet” isimli eserinde Farabi: “Âlemi yaratan bir Tanrı olduğunu, bütün işleri onun idare ve kontrol ettiğinden bahisle, daima dua ve ibadeti tavsiye eden, dünya nimetlerini terki öneren, ibadetle meşgul olanların ölümden sonra büyük nimetlerle mükâfatlandırılacağını, bunları yapmayanların ise, ölümden sonra cezalandırılacağı tezi, insanlar tarafından insanlara karşı kullanılan sahtekârlıklardan başka bir şey değildir. Çünkü bunlar, bu nimetleri çalışarak ve mücadele ile elde etmekten aciz olanlar tarafından uydurulmuş hile, tuzak ve aldatmalardır.” Diyor. İşte Uluğ Bey’i katleden ve onun rasathanesi ile kütüphanesini ateşe verenler tam da Farabi’nin tarifine uyan kimseler olsa gerek. Nitekim bu tarihten sonra Osmanlıda da yenilik ve gelişme adına bütün hareketlerin önü, arkasına Yeniçerileri alan Ulema tarafından kesilmiştir. Bu durum maalesef günümüzde de devam etmektedir. Diyanet’in 2018’de 7.7, 2019’da 10.4, 2020 yılında ise bütçesi 11.5 milyar liradır. Ve böylelikle: İçişleri Bakanlığı - Tarım ve Orman Bakanlığı - Ticaret Bakanlığı - Çevre ve Şehircilik Bakanlığı - Dışişleri Bakanlığı - AB Bakanlığı - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı - Kültür ve Turizm Bakanlığı gibi toplam sekiz bakanlığın bütçe büyüklükleri Diyanet’in gerisinde kaldı. Diyanet’in 2018’de 170 bin kişi olan personel sayısı 2019’da 179 bin, harcamaları ise 6.6 milyar TL’den 2019’da 8,5 milyar, 2020 yılında ise 9.4 milyar TL oldu. Uluğ Bey’in yaktığı meşalenin, din ticaretinden geçimli tarikat şeyhleri ve onları kılavuz edinenler tarafından bu şekilde söndürülmesi, Türk İslam toplumunda kesin bir kırılmaya sebep olmuş, İslam toplumu belki de bir daha çıkmamak üzere Cahiliye Araplarının cehalet çukuruna yuvarlanmış, bu gelişmeler sonucu da bilimde öncülük ve dünya liderliği de Doğu’dan Batı’ya kaymıştır. Okuyarak kalın.
Uluğbey'in Hazinesi
Uluğbey'in HazinesiAdil Yakubov · İleri Yayınları · 2013222 okunma
··
57 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.