Gönderi

312 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 13 days
Ya Sosyalizm Ya Barbarlık!
Mükemmel bir kitap okuduğumu söyleyebilirim. Marksizm sosyalizm, komünizm gibi kavramları önünüze koyduğunuz zaman karşınıza bir sürü karmaşık gelebilecek terminoloji ile karşılaşabilirsiniz. Bu kitapta o karışık terminolojiler pek yok 1991 SSCB'nin çözülüşü sonrasında Kazak halkının vahşi kapitalizm sonrası durumunu gözler önüne seriyor. ''Stalin Türkleri katletti'' ''Stalin katil'' gibi anti-komünist propagandalara Google'da her yazana ayet muamelesi yaptıysanız ve Ruhi Çenet fanı iseniz incelemeyi okumayı burada bırakın. Türkleri katlettiği ve sosyalizm gibi otoriter bir düzenden şikayetçi olduğu söylenen Türki devletler 1991'de ki referandumda SSCB'ye %91 oranında evet demiştir ve bu oran slav halkından daha fazladır Antropolog olan yazarımız, Sovyetler Birliği çözülüşü sonrası dönemi ''mülksüzler'' olarak tanımlıyor ki bu bir kırılma noktasıdır. Sosyalizm ekonomik sebeplerden dolayı çözülmedi hatırlatmasını yaparak peki sosyalizm çözüldükten sonra ne oldu? Sorusunu kitabı kaynak alarak cevaplamaya çalışacağız. Kapitalizm doğası gereği yapması gereken ilk şeyi yaptı, fabrikalardan vb. yüksek oranda işçi çıkarılmaya başlandı. Geride kalan çalışan işçiler maaşlarını günü gününe alamıyor bu durumdan sürekli şikayet ediyorlardı. Elektrik su faturası ev kirası gibi giderleri olmayan SSCB halkı vahşi kapitalizm sonrası bu tür yeni ödemelerle karşı karşıya bırakıldı. Market ürünlerinde çeşitsizlikten ve tek tip yaşam tarzı eleştirisine maruz bırakılan Sovyetlerde alım gücü düştü. Vahşi kapitalizm sonrası bir işçi ile bu konuda konuştuğu zaman antropoloğumuz şu cevabı alıyor ''Şimdi her şeyimiz var çeşit çeşit market raflarında onlarca farklı çikolata bulmanız mümkün. Her şeyden onlarca çeşit bulabilirsiniz, ama biz artık alabilecek yeterli ekonomik koşullara sahip değiliz'' Eğitim konusunda da aynı sıkıntıları yaşayan Kazak halkı, birçok kurumda rüşvetin dönmesinden büyük şikayetçiler. Bu konuya ekleme yapıp Stalin ve Sovyetlerin halkı Slavlaştırdığı palavrası yine yapılan kara propagandalardan biridir. Fakat bu da yalandır Lenin dönemi ve sonrası Türki dilleri için ensitütüler kurulmuştur, Üniversiteler, dernekler açılmış, Türkçe okutulan bölümler dahi mevcuttur. Bir örnek daha vermek gerekirse Kürtler İlk roman (Ereb Şemo Kürt Çoban) radyo yayınları, tiyatro oyunları, dergileri kendi dillerinde SSCB zamanında ortaya çıkarmışlardır halklarını slavlaştırdığı söylencesi bu durumları göz önüne alınca gariptir. İkinci olarak kadınların durumuna bakarsak belki İki düzen arasında ki farkı daha net anlayabiliriz. Sovyetler Birliği'nde üretimde en üst kademelerde rol alan, eğitim gibi haklardan ücretsiz yararlanan kadınlar vahşi kapitalizm sonrası seks işçiliğine maruz bırakılıyor. Çalışamayan ve geçinebilmek için seks işçiliği yapmak, zengin bir eş sahibi olmak gibi yeni şeylere maruz bırakılıyorlar. İş bulmaya gittikleri zaman işveren kişinin ilişki teklifini kabul etmeyen kadınların iş bulma şansı her zaman daha az oluyor. Toplum bu durumu kabullenemiyor çünkü SSCB döneminde karşılaşmadıkları şeyler bunlar Aile yapısında bozulmalar da meydana geliyor. İş bulamayan çalışamayan kazak erkekleri toplum tarafından dışlanıyorlar, bu tür durumlar aile içi durumu bozuyor. Karısı başka zengin erkekler ile kaçtığı için alkolik olup intihar eden erkekler var. Bu da daha detaylı bakılırsa Marx'ın eleştirdiği aile kavramı ile birebir uyuyor. İncelemeyi yavaş yavaş bitiriyorum bana kalırsa şu ana kadar SSCB hakkında okuduğum en iyi kitaplardan biri. Sosyalizm sonrası baş gösteren vahşi kapitalizm'in bir toplumun ahlaki, ekonomik olarak bir avuç burjuvanın zeninlği adına çöküşünü inceliyor. Hepinize iyi okumalar, Sosyalizm ile kalın
Sovyet Sonrası Karmaşa
Sovyet Sonrası KarmaşaJoma Nazpary · İletişim · 20036 okunma
··
255 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.