Gönderi

Sözlük okuma alışkanlığı üzerine
Ben bir sözlüğün kaç kıratlık olduğunu, diğer ifadesiyle mükemmel olup olmadığını görmek için genelde "can" maddesini açar, tanımdan başlayarak kelimenin müştaklarına, ilgili deyimlere, kalıp ifadeler ve terimlere sırasıyla bakarım. Canın ne olduğunu yeniden keşfetmem, o sözlüğün bazen lehine, bazen de aleyhine görüş sahibi yapar beni. Bu yeni sözlük için de yine öyle yaptım ve can maddesini açtım. Türevleriyle birlikte tam 8 battal sayfada (449- 456) 15 sütun. Bir "can vermek" alt başlığına beş ayrı anlam verilmiş; isterseniz örnek beyitleriyle birlikte okuyalım: Can vermek: Hayat vermek, canlandırmak, canlı ve hareketli duruma getirmek. Gerçi la'lin cân verir âşıklara İsâ gibi Gözlerin sevdâ meyinden esrimiştir kan eder. (Nesimī) Ölmek: Sen Fuzulî yâr yolunda cân verirsen âkıbet İşidenler diyeler "innâ ileyhi râciûn" (Fuzulî) (Bir şey uğruna) canını feda etmek: Gerçi verir dilbere her kişi cân Ey Necâtî sana dilber cần verir (Necatî Bey) Çok istemek, canını vermek: Gemi gelir yan verir İskeleye şan verir Şu İstanbul kızları Koca diye can verir (Anonim bir türküden) Son bulmak, sona ermek: Gönlümde can verirken köye varmak emeli Arabacı haykırdı: İşte Araplı Beli! (Han Duvarları F.N.Çamlıbel) İyi bir sözlüğün beyitler arasında bize neler bağışladığı ni bu örneklerden fark etmişsinizdir muhakkak. Yoksa gündelik koşuşturmacalar içinde bir “can vermek" deyiminin bunca zengin anlamlar ifade ettiğini düşünmeye kimin aklı yeter?!..
·
10 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.