Bilinen mevsimler değil aşkın mevsimleri ; isimleri başka başka özellikleri farklı farklıdır onların.
Sonbahar, hasret mevsimi mesela.
İçimizdeki solan yaprakların ve hayallerin döküldüğü ; her nefeste bizi sarartan ve çıldırtan, sıcak mı sıcak bir mevsim.
Ona hakim olan renk elâ.Yağmurları kalbimizdeki sağanaklar ; gökkuşağı gözümüzden akan yaşlar.Hasret hep gizli durur bir köşede, boşluk bulmayagörsün kıskançlık rüzgarlarla coşar ve parça parça eder kalbimizi, ateşten bir yanardağa çevirir bedenimizi.
Kış ayrılığın mevsimi .
Gökyüzünün bu mevsimde adı hicran; güneşin adı firak mesela.Hicrandan yağan kar taneleri acı, ıstırap ve elem.Hüzün , grip gibi salgın bu mevsimde; herkes zaman zaman yakalanır kendisine.
Ölümü özleyen, ölmeyi çare gibi gösteren bu iklime yenilenler olur lakin bilmeden kendilerine yaparlar zulumlerini.Sevgili lakayttır aşığa ; aşıksa baharı özler , kış bitsin vuslat gelsin diye dua eder bu mevsimde.Gelmeyecek olan gitmezdi diye düşünmez bile.. Istırap bu iklimde her köşede.
Baharın adı vuslattır ; o bir tattır aşığa.
Her aşık vuslatı arzular ; dualarla bu mevsim hiç bitmesin ister, şükürle hep secdelere koşar.Bahar güzelliktir ; aşktır o sürurdur aşkta.
Sadece dünyada ruh eşini bulanlar bu lütfa Mazhar olur ve hep bu iklimde yaşarlar diğer mevsimler gelsede.Kışta baharı yaşarlar ; aşkta aşk açar onlar.
Yazın ismi şükürdür aşkta.
Bahardan yaza geçebilenler tevekkülle , sabırla ve dualarla yalvarırlar Allah'a.Hep baharda kalmak şükürle, bahara ram olmak niyazla mümkündür ancak.Aşkı bir bayrak, bir sancak gibi koruyan ve taşıyanlar ulaşabilir bu mevsime.Bu iklime ulaşmak bir nimettir aşığa ; aşkı aşkla sulamak, şükürle beslemek ve sonsuzu tevekkülle beklemek esastır bu mevsimde.
Ne mutlu vahdete ulaşabilenlere ; ne mutlu aşkta aşk açabilenlere.
Mehmet Nuri PARMAKSIZ
HASRETİN NARINDA adlı kitaptan sayfa16