Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

46 syf.
·
Puan vermedi
·
17 saatte okudu
Tuhaf dergisinin bu zamana kadar okuduğum en kaliteli,samimi,özgün ve ruhuma dokunan sayısıydı.İlk defa bu kadar çok sayfayı yırtıp,hayat boyu saklamak üzere dosya arşivime aldım.Verdiğim ön bilginin de ardından incelememe başlayabilirim. "Biz kimdik,nasıl yetiştik,aslında ne istiyorduk?Kimse bunu sormadı"diyerek söze başladı Ali Atay.Benimde mütemadiyen soruyor olduğum bu cevabı yıldırıcı,sorusu çıldırtıcı tespiti Atay'da yapmış.Evet,kimse sormadı! Zülfü Livaneli,"Ağaç Kültürdür"derken insanlık tarihini,kültürü,bilimi,az gelismislik-çok gelişmişlik üzerinden değerlendirirken,Türkiye'ye yönelik can alıcı tespitlerde bulundu. Irmak Zileli,"Son Bakış"kitabında;"Ah insan zihni nasıl da kaydedemiyor aslında hiçbir şeyi olduğu gibi,çünkü sonradan ekliyorsun kendi bakışını onunkine,sonraki bakış diye bir şey de var aslında,hiçbir bakış son olarak kalmıyor,kendi son bakışının üstüne ister istemez yenisinin gölgesi düşüyor."dedi ve bize ihaneti bir görev bilen dünyanın suratına en acımasız gerçeğimizin tokadını attı. İlber hoca,"Cumhuriyet Türkiye'ye Neler Kazandırdı"başlığıyla cumhuriyet düşmanlarına,statüko ve monarşi sevici çomarlara eşsiz kalemiyle kültür operasyonu düzenledi. Ahmet Mümtaz Taylan-Hakan Günday ikilisi(ki bence derginin ve mekanın sahipleri)insana doğuştan gelen kimlik ve bireyin sonradan edindiği kimlik meselesi üzerinden aileye,devlete,topluma,dinlere,felsefelere derin göndermelerde bulundu. "Bir kimlik hakkın var.Onu seç ve orada dur,kıpırdama.Çünkü sonra bulamıyoruz senin kim olduğunu.Ve en fenası,başka kimliklerle de çatıştıramıyoruz.Onun için,gel seç kimliğini.Üstelik bedava.En azından şimdilik.Kendi başına bir kimlik edinmek uğruna çabalamana,zihnini,yetilerini geliştirmene gerek yok.Oysa kimlik dediğimiz,aslında benlik değil mi?Kişi kendini aramadan,kendi peşine düşmeden bulabilir mi benliğini?"diyerek dalga geçtikleri toplumun ağzından en büyük sırrı verdiler. Ünlü Güney Koreli yönetmen Bong Joon-ho, "Seyircilerim acı çeksinler istiyorum"diyerek sadist yanını itiraf etti. "Yemek Sepeti"nin sahibi Nevzat Aydın'ın otobiyografi köşesinde yükselişini dinledik.(en sıkıldığım bölümdü.Şahısla ilgisi yok.Patron sınıfından genel olarak iğreniyorum.) Ceren Kumbasar'ın "Sığ Sular"öyküsü ha-ri-ku-la-deydi!! Yüce Zerey,insanda ilgi sorununa yer verirken çok değerli bir toplum ve insan bilimci olduğunu,büyük bir titizlikle yöneldiği insan psikolojisine yönelik verdiği örneklemelerle tescillemiş oldu. Tarık Tufan(kalemini çok ama çok beğendiğim bir yazardır(!))"Gar"hikayesiyle yine içimden geçen fakat kendime bile itiraf edemediğim gerceklerimi,balgamla karışık yüzüme kustu. Barış Özcan sayesinde bilimin ışığıyla aydınlandım. Yekta Kopan'la birlikte yazar Doğu Yücel'le söyleşi yaptık. Murat Uyurkulak,Sabahattin Ali'nin gayri meşru oğlu olduğunu iddaa eden manyakla tanıştırdı. Onur Saylak ve Şükran Ovalı,çok değerli bir tiyatro oyunu tanıttı:"Evlat"(ben gideceğim,size de gitmenizi öneririm. Büşra Sanat,"Kavak Ağaçlarından,Ayakkabıdaki İnsana"ulaşana kadar bize dünyayı dolaştırdı. Uzun lafı kısası yurttaşlar;çok emek verilmiş,önemsenmiş,samimiyetle üzerine titrenmiş,kaliteli içerikle dolu Tuhaf dergisinin 33.sayısını bir an evvel okumanızı tavsiye ederim.Aksi taktirde çok şey kaçırırsınız.Edebiyatla kalın...
Tuhaf Dergi - Sayı 33
Tuhaf Dergi - Sayı 33Tuhaf Dergi · Tuhaf Dergi · 2019137 okunma
·
58 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.