Gönderi

320 syf.
·
Not rated
Günümüzde İslam dünyasında yer edinmeye çalışan akımlardan biri, hadis-i şerifleri güvenilir bulmamak üzerinden sadece Kur'an temelli bir İslam kurgulamaktadır. Hatta bir ara gündeme gelen deizm tartışmalarını dahi bu bağlamda değerlendirebiliriz. Bu cereyanlar çerçevesinde bakıldığında, yeni nesiller bir yaratıcının varlığını kabul etmekte; ama bunun belli yasaklar ve gelenekler çerçevesinde bulunmasından rahatsız olmaktadır. İmanın herhangi bir bedeli ya da yükü olsun istenmemektedir; çünkü zaten çağdaş yaşamın getirdiği iç sıkıntısı yeterli bir yüktür. Bu arka plan çerçevesinde okudum Mustafa Sabri Efendi'nin Gaybın Önünde adlı eserini. Kitap kimi zaman fazla ayrıntılı gelse de, ele aldığı bazı hususların bahsettiğim çerçeve dahilinde değerli olduğunu düşünüyorum. Kitap amaç ve kapsamını güzelce belirleyen bir Giriş kısmıyla açılıyor. Yazarın bu kitabı yazmasındaki temel sebep, Heykel Paşa isimli bir yazarın, Peygamberimizin (sav) hayatını anlatan eserinde mucizelere yer vermemesi. Kitaptaki çeşitli alıntılarla görüleceği üzere, mucizelerin akıl dışı tabiatı ve Kur'an-ı Kerim'deki birkaç ayet-i kerime sebebiyle, bu mucizelerin aslında gerçekleşmediği tezini savunuyor Heykel Paşa ve diğerleri. Bu iddia sadece mucizelerle sınırlı kalsa iyi; ama Mustafa Sabri Efendi'nin de ifade ettiği üzere bu, hadis-i şeriflerin sıhhatini de tartışmaya açan bir yaklaşım. İşte eserin günümüzle bağlantıyı kurduğu nokta da tam olarak burası. Mustafa Sabri Efendi geçmişten günümüz hadis inkârcılarına da cevaplar veriyor bu eserinde. Metindeki temel düşüncelerden biri, mucize inkârcılığındaki temel saiklerden birinin Peygamberimizi (sav) peygamberlik makamından "dahi insan" vasfına indirmek olduğudur. Yazar bunu materyalist Batı filozoflarına yaranma çabası olarak değerlendiriyor ve bunun aynı zamanda Müslümanlar arasında da materyalist yaklaşımları tetikleyeceğini belirtiyor. Peygamberimiz (sav) elbette bir insandı; ama bu onun müstesna yönleri olmadığı anlamına da gelmiyor. Bu noktada hadis-i şeriflerden örnek verecek olursanız, yazarın karşı çıktığı zümre "Ama hadisler peygamberden çok sonra yazılmış, siyasi baskı altında yazılmış, Kütüb-ü Sitte'de bile sıhhati zayıf bir sürü hadis var" diye karşı tezlerini ard arda sıralıyorlar. Yazar bunların hepsine ayrı ayrı cevap verse de, benim en değerli bulduğum ve bakış açımı değiştiren açıklama #58224799 numaralı alıntıda belirtildiği üzere Arapların unutulmaması gereken şeyleri yazmaktan ziyade hıfzediyor oluşları. Araplar için yazıya dökülen şey hatırlanmaya ihtiyaç bulunmayan, görece kıymetsiz şeyler(miş). Kitapta yukarıdakine benzer bir sürü tatmin edici açıklama mevcut. Her ne kadar genel itibarıyla akıcı ve anlaşılır bir metin olsa da, ortalara doğru reddiye yapılan eserle ilgili fazla ayrıntı sebebiyle biraz sıkıldığımı ifade edebilirim. Heykel Paşa'nın eserine yapılan reddiyeler tamamlandıktan sonra, yazar "hak edilmiş" peygamberlik kavramı üzerinde duruyor ve bunun makul olmadığını gösteriyor. Bu mesele de açıkçası daha önce düşünmediğim ve yine bu yüzden ufkumu açan kısımlardandı. Bundan sonra Hz. İsa'nın göğe kaldırılışı, isra mucizesi ve ölümden sonra yeniden dirilme gibi konular da işleniyor ama bu kısımlar kelam ve felsefe ilimlerine biraz daha yaslandığı için benim için de daha yüzeysel bir okuma oldu haliyle. Sonuç olarak, Gaybın Önünde isimli eser, bahsi geçen ilimlerde vukufiyeti olmayan bir Müslüman için dahi faydalı bir okuma. Özellikle de mucizeleri inkâr etme bağlamında hadis-i şerif inkârcılığına karşı sunulan reddiyeler sayesinde eser günümüz Müslümanına hitap edebiliyor. Geri kalan kısımların da bu alanlarda daha fazla birikimi olanlara hitap edebileceğini düşünüyorum.
Gaybın Önünde
Gaybın ÖnündeMustafa Sabri Efendi · Ketebe Yayınları · 201928 okunma
·
163 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.