Gönderi

272 syf.
·
Not rated
·
Read in 25 hours
Dikkat! Yalnız ve hüzünlü cümlelere maruz kalabilirsiniz... Neden böyle başladım diye soracak olursanız söyleyecegim her kelimede her cümlede biraz yalnızlık biraz da hüzün olacak ki bu çoğu insanda farklı etkiler yaratıyor tıpkı bu kitabın bende yarattığı "değişim" gibi. İncelemeye başlamadan önce açıkça söylemek istediğim mevzu, yazacaklarımin kitabın içeriği ile ilgili değil de bende bıraktıkları ile olmasıdır zira yazar zaten yazmış ne iletmek istemişse. İnsan bu dünyada iki kere doğar aslında. İlki fiziken bedenen bu dünyada var olmak ve bir çerçevede büyümek gelişmek ve sonrası diyebiliriz. Diğer doğum ise "ruhun doğumu" dur ki bu bilince her insanın ulaşabilmesi imkansız değildir lakin bunu başarabilen insan sayısı çok azdır. Peki nedir "ruhun doğumu?". Hayata bir adım, hatta iki üç adım geriden baktığımızda şöyle bir manzara çıkar karşımıza. İçinde doğduğumuz coğrafya, kültür, sosyal hayat, aile ve insanlar hepsi bizim dışımızda var olan ama aynı zamanda bizi kuşatmış bir gerçekliktir. Sanki her şey olması gerektiği gibidir. Dünyaya geldiğimiz ilk andan itibaren yapacağımız her şey belirlenmiştir. Giyeceğimiz giysiden, dinleyeceğimiz müziğe, yiyeceğimiz yemekten, inanacağımiz dine kadar, gideceğimiz okul hatta meslek ve evlenmemiz gereken zaman dahi belirlenmiştir. Peki kim belirlemiştir bunları tabiki içinde yaşadığımız toplum. Kitapta insan açısından ironik bir kurgu varmış gibi görünse de aslında kendi hayatlarımızdan cok da farklı değil gibi geldi bana. Eğitim hayatı ile ne düşünecegimiz öğretilir mesela. Sonra hangi "tarafta" olduğumuz ve "ötekilerin" kim olduğu anlatılır. Hiç tanımadığımiz insanlar hakkında yargılar biriktirir "doğru" olanın tek temsilcisi olduğumuzu da iddia ederiz. Bizim için yaratılmış suni bir gerçeklik vardır ki suni diyor olmamın sebebi kişinin bilinci dışında "farkında" olmadan sadece öyle olması gerektiği için yaptığı yaşadığı ne varsa sunidir gerçek bir eylemden ya da yaşamdan bahsedemeyecegimizi düşünüyorum. İnsana öyle olağan gelir ki her şey! Ta ki aslında "kim" olduğu sorusunu sorana kadar. İnsanın ruhunun doğmasi da aynı diğer doğum gibi acılı bir süreç olmakla birlikte çok daha meşakkatli ve ağır ilerleyen bir süreçtir. Bir kere farkına varmış "bilinç" ışığını yakalamış ruhun eski haline dönmesi mümkün değildir. Çünkü artık "anlamaya" başlamıştır. Hayatta ne varsa yaşanan, içinde soru işareti olmayan ya da ne olduğu üzerinde düşünülmemis, hepsi birer taklitten ibarettir. İnsanın yaşayacağı hayatı bir yol ise ve kendine aitse bu yol, diğerlerinin çizdiği kendisi için uygun gördüğü talimatlar verdiği yoldan değil her taşını elleriyle ruhuyla inşa ettiği "kendi yolunu" bulmalıdır ki yaşanmış ne varsa "gerçek" ve "samimi" olsun. Kitabı okumak bana yağmurda yürürken eski bir dosttan eski bir hikaye dinlemek gibi hissettirdi. Hiç yormadan gidilen yollarda kah gökyüzüne dalıp gitmek ya da bir deniz kenarında dalgaların sesini dinlerken gün batımıni seyretmek gibi okudum da diyebilirim. Kitapta bana ironik gelen kısım ise dünyanın "kopya" insanlarla dolu olması gerçeğiydi diyebilirim. Ruhu hiç doğmamış kim olduğunu ya da aslında kim olmadığını bilen insan sayısı gün geçtikçe azalıyor sanki. Sahi siz hiç düşündünüz mü? Ruhunuz doğdu mu bir gece yarısı karanlığı içinde rahat rahat uyurken? Ve aydınlık parçaladı mı şuursuz gölgenizi? Bir kopyadan mı ibaretiz yoksa? Sahi "kimiz" biz? İyi okumalar...
Beni Asla Bırakma
Beni Asla BırakmaKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 20217.7k okunma
··
72 views
RA okurunun profil resmi
Düşüncene sağlık. Aslında dediğin gibi pek bir hüzün görmedim. Ama belirlenme kısmı net onun için zaman zaman derim bu insan projesinin sahibi kim diye? Biz kimiz, önemli bir soru ama acaba biz var mıyız? Belki de sadece ben varım ve siz yoksunuz bu okuduğum şey de sadece düşünce dünyamdan ibaret, belki de bu dünyanın sahibi benim, bana bahşedilmiş, kim aksini ispat edebilir ki?
Elif okurunun profil resmi
Düşüncenin doğruluğu ayrıca sorgulanır ama bence aslolan kendimize ait olması. Hüzne gelince sanırım ben artık ne okusam hüzünlü geliyor :) bu da bir gerçeklik olabilir mi :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.