Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Şu an İstanbul Üniversitesi Avcılar Yerleşkesi kapısına bakıyorum. Tam 12 yıl boyunca bu üniversitenin Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümünü kazanmayı hayal ettim. Yıl 2009. Sınava hazırlanıyorum. Sabah saat 4’te kalkıp gece saat 12’de uyuyorum. 189 puandan 347 puana çıkmış denemelerim. Sınava girdim. Matematik-Fen bölümünden 80 bininci gelmişim. Kazanamadım. Niğde Elektrik Elektronik Müh tercih edip gittim. Bir tane bile hayalim yok bu bölümde! Dört yıl okuyup mezun olamadan bıraktım okulu. 17 bin kyk borcu da üzerime kalmış. Çırılçıplak hissettim kendimi. İdeal kalmamış. Hayal kalmamış. Utanç içinde. Bu saydığım hisler halen var ve hep kalacak gibi. Neden kazanamadım diye kendimi sorgulayıp durdum. Aptal olduğumu düşündüm. Ağladım. Acıdım kendime. Nasip değilmiş deyip avutmaya çalıştım kendimi. Yıl 2020. Tam 11 yıllık esaretten sonra, “Emeğiniz emanetimizdir” yazan adamların, sınav sorularını çaldık itirafı ile yüz yüze kaldım. Soruları çalıp o gün benimle sınava giren onbinlerce öğrenciye önceden vermişler. Bu yüzden benim sıralamam onbinlerce kişinin ardına itilmiş. Aslında aptal değilmişim. Kazanmışım. Suçum yokmuş. Şimdi soruyorum. O gün soruları alıp benim hayatımı mahveden gençler kim, nerde, ne iş yapıyorlar? Benim geleceğimi, hayatımı, hayallerimi, onurumu, saygınlığımı, ailemi çalan o namussuzlar nasıl uyuyabiliyorlar? Hangi tanrıdan af dileyecekler? Buna göz yuman hükümet benim hayatımı nasıl geri verecek? Her şey bir yana, benden bu ülke için iyi şeyler yapmamı basıl bekleyecekler? Ben uyuyamıyorum. Defalarca intihara kalkıştım. Anti-depresanlar kullandım. Ulan benim bir eksiğim yokmuş. Emeğimi çalmışlar. Devlet buna göz yummuş. Ben bunu sizden istiyorum. Benim olanı geri vereceksiniz. Hırsızlar!
··
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.