Gönderi

121 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
37 günde okudu
Sorumluluk almayan hata yapmaz ama bu onu haklı da kılmaz...
Bayan Sartoris Almanya’da küçük bir kentte eşi, kızı ve kayınvalidesi ile sıradan bir hayat yaşarken kente yeni gelen bir adamla tanışır. Adama karşı hissettikleri Bayan Sartoris’i geçmişine götürecek, hayatı üzerinde düşünmeye itecek ve bambaşka bir insana dönüştürecektir. Kitabı birçok farklı şekilde yorumlamak mümkün. Gelenekçi biriyseniz Bayan Sartoris’in eşini aldatması, aldatırken bunu bir anlık hevese, görünüşe, vs... kapılıp değil gerçekten hissederek ve isteyerek yapması rahatsız edecektir sizi. Muhtemelen eşi için üzülecek, “ne kadar yazık şu adama... ne güzel hayatları varmış işte, adama yazık etmiş, kadın da bulup bunamış” diyecek, Bayan Sartoris’e küfürler edeceksiniz içinizden... Hatta “kadın orospu olursa ... böyle olur tabii” diyerek tüm sorumluluğu Bayan Sartoris’in omuzlarına yıkıp kendinizi rahatlatacaksınız. Başka bir deyişle az düşünecek, dolayısıyla az empati kuracak ve değişmeyeceğine iman ettiğiniz kurallara göre suçluyu tespit edip iç huzuruna ereceksiniz. Eğer gününü yaşamayı seven biriyseniz tepkiniz daha anlayışlı olacak, “ne var canım aldatmakta, insanlar aldatırlar, bu insanın doğasında var. Kocası da onu aldatabilirmiş, hatta aldatsaymış” diyecek, Bayan Sartoris’i çarmıha germeyecek, hatta aklayacaksınız.Ama aynı derinliksiz pencereden baktığınızdan Bayan Sartoris hakkında böyle net bir karar vermekten mutluluk ve huzur duyacak, belki sayesinde kendinizi de temize çıkaracaksınız. Bu kitabı okuyacak çoğu kişinin, kitabı Bayan Sartoris hakkında hüküm vererek bitirecekleri inancıyla böyle söylüyorum. Aynısını içten içe ben de istemedim desem yalan olur, ama bunu yapmaktan kaçınmaya çalıştım. İnsanın, mutsuz ve umutsuz olduğunda en uç noktalara kadar nasıl savrulabileceğini hayal edebiliyorum. Dışarıdan güllük gülistanlık görünen, kurallara uygun giden sıkıcı bir yaşamdan şikayetçi olmanın ne kadar yadırganacağını, böyle düşündüğünüzde en yakınlarınız tarafından bile nasıl dışlanabileceğinizi de tahmin ediyorum. Çünkü geleneksel algılarımıza göre bir ilişkinin sonu için taraflardan birinin hata yapması gerek. Eve para getiren, işine düzenli giden, öfkelenmeyen, kibar, anlayışlı bir kocanın arka taraftaki bıktırıcı monotonluğu, ilgisizliği, kayıtsızlığı ve zayıflığının aşkı ya da sevgiyi nasıl bitirebileceğini, eğlencesiz bir hayatın tutkulu insanları nasıl uçlara sürükleyebileceğini, ilişkisinde hedefini “bugünü korumak” olarak koymanın tehlikesini görmeyen çok kişi olduğunu ve asıl zorluğun bu kalıplaşmış algılarla savaşmak olduğunu anlıyorum. Evet, Bayan Sartoris aslında tutkulu bir aşık yerine güvenli liman olarak gördüğü için evlendiği kocasından, o tutkuyu dışarıda bulduktan sonra kopuyor. Depresif bir geçmişten, ne ilginçtir ki, kocası değil kayınvalidesinden aldığı güçle sıyrılan Bayan Sartoris çocuk da doğuruyor. Günlerden bir gün olmaz denecek bir şey oluyor ve Bayan Sartoris bu küçük ve sıkıcı kasabada dışarıdan gelen yakışıklı, etkileyici ve neşeli bir adama aşık oluyor. Aldatmanın ve tutkunun yarattığı ekstra heyecan ile renklenen seks hayatı Bayan Sartoris’in her adımında kendini daha da keşfetmesini sağlıyor. Doğruları ve yanlışları ile gerçek bir kadın Bayan Sartoris. Bay Sartoris’e gelince; o hiçbir zaman sahip olamayacağı güzellikteki bir kadına, zayıf döneminde annesinin desteği ile sahip olmuş, işteki başarısı ile yetinen, sıradan bir hayatı seven, sorumluluk ve risk almayan, böylece de hata yapmayan biri. O da gerçek bir adam. Bu tabloda aldatmak sizce suç mu? Bence değil; bence aldatmak bir sonuç. Ve gerçekten de, sorumluluk almayan hata yapmaz ama bu onu haklı da kılmaz.
Bayan Sartoris
Bayan SartorisElke Schmitter · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200115 okunma
··
46 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.