“Beni zengin yapan toplumda edindiğim yer değil kendi yargılarımdır, kendi yanımda taşıdıklarımdır... Yalnızca bunlar tam anlamıyla bana aittir ve elimden alınamazlar” EPİKTETOS Statü Endişesi : Yaşamımızı büyük ölçüde yiyip bitirebilecek kadar zararlı ve azılı bir korku. İçinde yaşadığımız toplumun bize dayattığı başarı siluetinin içini dolduramadığımız, gün gelip de çaptan düşeceğimiz bunun sonucunda da itibarımızı ve haysiyetimizi kaybedeceğimiz … gibi düşünceleri beraberinde getiren köklü bir endişe. Kitabın tezi şudur: Taşıdığımız endişenin üstesinden gelmenin en iyi yolu onu anlamaya ve ondan bahsetmeye çalışmak olacaktır. Kitabın ilk bölümünde Alain de Botton, statü endişesinin nedenlerini, endişeye yol açan düşünce kalıplarını, geçmişten günümüze dek insanların endişeye sebep olan kabullerini ve bunların nasıl değiştiğini çeşitli öykülerle, düşünürlerin metinleriyle tartışıyor. Kitabın ikinci bölümünde, felsefe, sanat, din ve politikadan örneklerle statü endişesine çözümler getiriyor. Statü endişesiyle baş etme becerilerimizi geliştirecek fikirler ileri sürüyor, bu fikirleri denemiş, başarılı olmuş filozofların, yazarların, sanatçıların hayatlarından kesitler sunuyor. Teknolojik gelişmelerle birlikte değer verdiğimiz şeyler ani değişikliklere uğruyor. Para, kazanma, başarı hırsı gözümüzü kör edebiliyor. Çevremiz, içinde bulunduğumuz topluluk bize sevgi, saygı göstersin diye kendimize yabancılaşıyoruz. Kabul görmek için benliğimize ihanet ediyoruz. Toplumun elinde oyuncak olmuş durumdayız; yapacaklarımızı, yapamayacaklarımızı, yanlış-doğru yaptıklarımızı diğerlerinin görüşlerine göre belirliyoruz artık. Peki neden böyle yapıyoruz? Kendimize yabancılaşmamıza neden izin veriyoruz? Statü endişesi bunun sebeplerinden birisi. Bu kitapla birlikte ben değer verme koşullarımı gözden geçirme ve sorgulama fırsatı buldum. Statü endişemin nedenleri hakkında bilgi sahibi oldum, beğendiğim çözüm yollarını uygulamaya çalışacağım. Çok akıcı ve sade bir dille yazılmış, tavsiye ederim.

Statü EndişesiAlain de Botton · Sel Yayıncılık · 2021867 okunma

·

59 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Atakan Sarıkaya