Gönderi

366 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Kendi ülkesinde ve Avrupa’daki ününden ve başarısından sonra 2018 Nobel Edebiyat Ödülünü de almasıyla adını dünyaya duyurmuş bir yazar: Olga Tokarczuk. Dilimize an itibarıyla üç eseri çevrilmiş bulunuyor. Yazarla da ilk kez “Koşucular” kitabıyla tanışmış oldum. Diğer kitapları da (bulana aşk olsun) bu tarzda ise işimiz var demektir. Kitabı okumak ve bitirmek benim için inanılmaz zor ve sıkıcı bir süreçti. Öyle ki çoğu yerde yazarın ne demeye çalıştığını, beni nereye götürdüğünü bilmeden sorgulamadan peşine takıldım ve okumaya devam ettim. Hani filmlerde görmeye alıştığımız bir sahne vardır: Adamın biri hiç bilmediği bir yere gider de bir süre sonra şoför geldik deyip yolcuyu indirir, bizim saftirik yolcu da nereye geldiğini bilmeden etrafına salak salak bakınmaya başlar ya bendeki durum aynen böyle oldu. “Eee, ne oldu şimdi? Kitap bitti, ne yapalım, demek buraya kadarmış, koyalım kütüphaneye, okumak isteyene birkaç satır yazayım da başka okurlar kitabı bitirince benim gibi aval aval bakınmasınlar.” Anlaşılan o ki bu kitabı yazarken yazar pek çok kaynaktan beslenmiş. Kitap, büyülü gerçekçilikten tutun da, halk hikâyelerine, mitlerden tutun da gazete haberlerine kadar pek çok yazı ve anlatım tarzı içeriyor. Bu kitabın kendine özgü bir yapısı var; birbirinden bağımsız parçalı yapısıyla, her bir bölüm farklı uzunlukta ve birbirinden çok alakasız konularla örülmüş. Kitapta yer alan birtakım karmakarışık fotoğraflar ve çizimlerin neyi temsil ettiğini de hala çıkarabilmiş değilim. Pek çok eleştirmene göre yazarın bu kitabında yeni bir tür ve dil keşfettiği yadsınamaz bir gerçek. Kesinlikle doğruyu söylemişler. Her ne kadar içeriği bir seyahat kitabı gibi görünse de hiç de öyle değil. Aslında kitap yolculuk olgusu üzerine yazılmış. Ancak romanda belli bir varış noktası yoktur, bilakis anlatılmak istenen sonuç değil, süreçtir. Yazar gidilecek yerden ziyade yolculuk sürecine odaklanıyor. İnsanoğlunun yolculuk esnasındaki varoluşsal durumu ve yolculuk psikolojisi en baskın temalar olarak kitap buyunca hortluyor. Tek bir yerde kalmak her türlü saldırıya maruz kalmak demektir, ancak sürekli bir hareketlilik sayesinde insan ruhunu her türlü kötülükten arındırır mantığın egemen olduğu bir kitap. Adını da zaten bu iddiadan alıyor. Peki bu koşucular kimler? (Bilmiyorum.) Böyle kimseler var mı? (Ne bileyim, kitabı mı anladım!?) Neyi mi anlatıyor? (Sanki bu konuda bir fikrim var.) Yerleri, eşyaları, insan kemiklerini ve anatomisini, nehirleri, havalimanlarını, uçakları ve daha birçok şeyi anlatıyor. Pek çok tür ve biçimi de içinde barındırıyor. Kişisel anılar, denemeler, bilimsel nitelikte makaleler, seyahat notları, edebiyat namına ne varsa her şey var burada. Gazete kupürü tarzındaki yazıları, tarihi belgeleri, kurgusal notları, Neo-Gotik hikâyeleri de unutmayalım. Tüm bunlarla adeta görsel bir ansiklopedi okuyor hissine de kapılmanız mümkün. Bu kitap sanırım entelektüel beyinlere hitap ediyor. Sıradan bir okur için son derece ağır, anlaşılmaz ve anlaşılmaz olduğu için de sıkıcı, çünkü parçalar arasındaki bağlantıyı görebilmek (eğer öyle bir şey varsa) hiç kolay değil. Bu kitabı bir yemeğe benzetecek olsam kesinlikle bu yemek aşure olurdu. Fasulye, incir, fındık, kayısı ve incir kurusu, tarçın, nar ve isteğe bağlı olarak aşurenin içine daha neler giriyorsa bu kitaba da edebiyat adına her şey girmiş.(Ama işte neden girmiş, sorun da bu ya!) Ancak tadı maalesef aşure gibi lezzetli olmamış. Benim okuma zevkime hiç hitap etmedi! Bir cümleyle “Koşucular”ı tarih, edebiyat, mitoloji, kişisel deneyimler ve fiziki çevreden çekip koparılan parçaların iç içe geçtiği, tek bir kazanda kaynadığı bir kitap olarak özetlemek mümkün. Keyifli okumalar desem mi? Diyeyim tabii, illaki kitabı okuyup anlayan birileri çıkacaktır!
Koşucular
KoşucularOlga Tokarczuk · Alabanda Yayınevi · 2021158 okunma
·
331 views
AkilliBidik okurunun profil resmi
İçten ve güzel bir inceleme olmuş, kaleminize sağlık... Olga Tokarczuk'u merak ediyorum Nobel'i aldığından bu yana, ama bir türlü başlayamadım. İncelemeniz ilgimi çekti, bari ben de dalayım aynı bilinmezliklerin içine:)
N okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, yalnız söylediğim gibi hiç kolay bir yazar değilmiş. Sabrıma güveniyorum diyorsanız o zaman hazırsınız demektir. Keyifli okumalar şimdiden:)
Leporella okurunun profil resmi
O kadar haklısınız ki. Özellikle de aşure benzetmesinde. Tekrar tekrar başa alıyorum kitabı fakat içine giremiyorum olayların. Sanırım yerine bırakacağım.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.