Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

595 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Devletler, güçlü şirketler gibi bütünleşme ya da savaşın önüne geçmek için yapılan siyasî evlilikler ilk devletler, dinler ve tüccarlardan belli var olan evliliklerdir. Marie Antoinette'de o da siyasi evliliğin kurbanıdır. 14 yaşında XVI.Louise ile nişanlanıp 15 yaşında evlenen toy ve kişilik açısından vasat bir kraliçenin hayat hikayesidir bu biyografi. Habsburg Hanedanı Avrupa'da en büyük ailelerden biridir. Kendini Mecdelli Meryem'e dayandıran ailedir. Cermen iktidarının sembolüdür bu aile. Kutsal Cermen Imparatorluğu'nun hanedanlığını yapan aile. Avusturya'yi yıllarca yönetmiştir. Işte 18.Y.y'da bu aile vardı ve Bu aile Avusturya ile özdeşleşmiş bir ailedir. Bourbon Hanedanı: 10. Y.y daki Lüksemburg Dükü High Henry Capet'in soyundan gelen Capet Hanedanın bir üyesidir. Bu aile Italya(Napoli Krallığı) Fransa (16 ve 18. Yy Bourbon Hanedanı) simdi etkin olduğu(Ispanya ve Luksemburg krallıkları) olmak üzere Avrupa'da hakim bir ailedir. Bu iki aile defalarca siyasi evlilikler yapmışlar. Onlardan birisi Antoinette'nin evliliğidir. Habsburg Hanedanı hanedanın bir üyesi olan Marie Antoinette Fransız Capet (Captouin) hanedanın bir ucu olan Bourbon Hanedanı'na gelin olur. Bugün kendini bilmeden sonrasını düşünmeden hareket edenler gibidir o da. Siyasi evlilikler iki tarafında fikri sorulmaz ne kızın ne de erkeğin genelde. Ikisi de kurbandır aileleri için. Kimisi güçlü zeki olur gücü elinde kullanır kimisi de Antoinette gibi zayıf olur gücün elinde kullanılır. Antoinetteiste böyledir. Kitap okumaya sevmeyen, gelen mektupları okumayan, yazıları okumadan imzalayan bir insandır Antoinette. Bu halinden uyandığında kendini Giyotinden savunurken bulacak. Fakat onu idam etmeye karar vermiş kitle için bu uyanma fazla bir şey ifade etmeyecek. Onu idam koltuguna getirmek için 1781'den itibaren uğraşanlar 12 yıllık uğraşın sonucunu alacaklar ve kralice giyotine giderek idam edilecek. Ve hicbirsey değişmeyecek yine bir siyasi evlilik olacak ve yine devam edecek kurbanlar. Napolyon'da Habsburg Hanedan'indan gelin getirerek bunu gösterir. Bonaparte gelir, çok geçmeden adı Napoléon olur, İmparator Napoléon olur ve kendine Habsburg Hanedanı’ndan bir başka arşidüşes alıp getirir, yeniden bir uğursuz düğün yapar. Fakat o da, Marie Louise, aynı kanla bağlı akrabası da olsa, kalbinin o muğlak ataleti içinde –bizim anlayışımıza göre kavranır bir şey değildir– kendisinden önce o aynı Tuileries’nin aynı odalarında yaşamış, çile çekmiş kadının acı uykusunu nerede uyuduğunu bir kere bile sormaz: Soluğu henüz o kadar yakın bir insanın, bir kraliçenin, en yakınları ve soyundan gelenler tarafından bu kadar gaddarca bir soğukkanlılıkla unutulduğu asla görülmemiştir. Nihayet bir değişim olur, vicdan azabıyla hatırlayış: Provence Kontu, üç milyonun cesedine basa basa, nihayet XVIII. Louis olarak Fransız tahtına yükselmiştir, nihayet, nihayet hedefine ulaşmıştır o gölgelerde dolaşan oyuncu. Hırsına onca zaman yolu tıkayanlar, XVI. Louis, Marie-Antoinette ve talihsiz oğulları XVII. Louis en sonunda bertaraf edilmiş olduğuna ve ölüler de ayağa kalkıp şikâyette bulunamayacağına göre, niçin arkalarından şatafatlı bir mozole yapılmasın ki? Nihayet şimdi, Marie-Antoinette’in gömüldüğü yerin bulunması için emir verilir (öz ağabeyi asla kardeşinin mezarını sormamıştır). Fakat aradan geçen yirmi iki yıllık rezilce kayıtsızlıktan sonra kolay değildir bu artık, çünkü Madeleine yakınındaki, terörün bin cesetle gübrelediği o adı kötüye çıkmış manastır bahçesinde işin hızı ölü gömücüye tek tek mezarlara işaret koyacak zamanı vermiş değildir; adamlar vaktiyle, o doymak bilmez bıçağın önlerine günbegün itip durduğu gövdeleri taşımış taşımış gömmüşlerdir. Nulla crux, nulla corona, ne bir haç ne bir taç vardır bu bilinmez yeri gösteren; bilinen tek şey, Konvansiyon’un kraliyet cesetlerinin üstüne sönmemiş kireç yığılmasını emretmiş olduğudur. Böylece kazarlar da kazarlar. Sonunda kürek sert bir tabakaya çarpar. Ve yarı yarıya çürümüş bir çorap bağından anlaşılır ki, ıslak topraktan tüyleri ürpererek kaldırdıkları o bir avuç soluk toz, kendi döneminde zarafet ve estetiğin tanrıçası olan, fakat sonradan her türlü azabın seçilmiş ve çilekeş kraliçesi olarak dünyayı ardında bırakan o kadından kalan son izdir. Kitaba yönelik eleştirim
Stefan Zweig
Stefan Zweig
Tarihi karakterleri yazdığı biyografilerde kaynak kullanmamış olması ve kendini söyle savunuyor Tarihî bir kitabın sonunda, kullanılan kaynakları saymak âdettendir; Marie-Antoinette’le ilgili bu özel durumda ise bana, hangi kaynakların ve hangi nedenlerle kullanılmamış olduğunu kaydetmek neredeyse daha önemli görünüyor. Çünkü burada, her zaman en emin olan belgelerin, yani birinin kendi eliyle yazdığı mektupların bile güvenilmez olduğu ortaya çıkıyor. Marie-Antoinette, bu kitapta birçok defa söylendiği gibi, sabırsız karakterine uygun olarak, mektup yazmak bakımından kayıtsız birisiydi; bugün bile Trianon’da görülebilen o harika, zarif yazı masasına gönüllü olarak, gerçek bir zorlama altında olmadan, neredeyse hiç oturmamıştır. Bu nedenle, ölümün üzerinden on yıl, yirmi yıl geçtikten sonra bile, “Payez, Marie-Antoinette” şerhi taşıyan sayısız fatura bir yana, onun elinden çıkmış hiçbir mektubun bulunmamış olmasında şaşılası bir yan yoktur. Sürdürdüğü ve gerçekten ayrıntılı olarak yapılmış iki mektuplaşma, biri annesi ve Viyana Sarayı’yla, diğeri Kont Fersen ile yaptığı özel yazışma, o sıralar ve daha sonra da bir elli yıl boyunca arşivlerde kilit altında tutulur; Kontes Polignac’a yazdığı ve yayımlanmış olan pek az mektup da keza, orijinal olarak ulaşılır belgeler değildir.
Marie Antoinette
Marie AntoinetteStefan Zweig · Can Yayınları · 2017929 okunma
··
141 görüntüleme
Gülcan Coşkun okurunun profil resmi
Habsburg Hanedanlığını bu sene 11 .sınıflara ilgilerini çekmesi için anlattım. Bu hanedana mensup olanlar da üst dudak çizgi halinde iken alt dudağın hemen altında ikinci bir dudak gibi görünen şişkinlik var imiş. Hatta bugün Avusturyalılar buna benzer bir benzerlik taşıyan bebek dünyaya geldiğinde kaldırıyorsa eğer ortamları- Bir habsburgdan mı peydahladın? diye espiri yapıyorlarmış. İnceleme güzel👏🏻
Mir'at-ı Cünun okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Habsburglar çok köklü bir aile. Avrupa'ya hükmetmiş en güçlü hanedanlardan birisidir. Capet ve o Hanedan isim degistirip yine gelmişler yönetime. Rus Romanov ailesi gibi.
Marry okurunun profil resmi
Maria Theresia’nın kızı oluyor değil mi? 16 çocuklu mükemmel kadın:) Viyana’da bu kadının heykelinin önünde durup saatlerce ağlayan insanlara şahit oldum. Ülkeyi nasıl yönettiyse 16 çocukla, yüzyıllar sonra bile etkisinden çıkamamışlar. Theresia ülkesi için tek başına olağanüstü şeylere imza atan bir kadın, çocuklarına da kendisi bakmış, sarayla da kendisi ilgilenmiş. 40 yılda hükümdariçe olmuş🤭Kızı nasıl bilmiyorum, alıntılarda gördüğüm kadarıyla annesine çekmiş sanırım :) inceleme oldukça başarılı. Ellerine sağlık🙃
Mir'at-ı Cünun okurunun profil resmi
Evet Theresia'nin kızı. Theresia Antoinette'yi kendi akrabaları olan Bourbon'a gelin veriyor. Kendisi Bourbon Hanedanındandır. Kendisi gibi güçlü olamayan kızı Antoinette eziliyor Bourbon'da. Yekatarina Elizabeth Theresia Avrupa'ya hükmetmiş 3 kadındır
4 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.