Yine bir İhsan Oktay Anar klasiği ve yine harika bir masal...
Şu kadarını söyleyeyim... Bu adam bir düş gezgini... Bir sihirbaz belki... Son rüya bükücü...
Başlangıçta sizi yoracak, sıkıntıya sokacak, hayal sınırlarınızı zorlayacak olsa da, adapte olduğunuzda acayip duygulara boğacak olan bir eserle başbaşa kalacaksınız. Karmaşık duygulara kapılıp, fantastik düşüncelere gark olacak, sonrasında ise felsefi sonuçlara ulaşacaksınız.
Kendinizi, önceleri size anlamsız gelecek bir düşün içinde bulacak, ancak uyandığınızda rahatlayacak ve zihin haritanızı yeniden oluşturacaksınız.
Kalıpları yıkan, beklentileri aşan, sanatsal içeriğin sınırlarını zorlayan bir eserle karşı karşıyasınız. İronik ve alaycı bir üslubun gerçekliğine hayran kalacaksınız. Tabii sabırlı olursanız...
Ve son olarak...
Hak, adalet, suç ve ceza, ahlâki olan/olmayan, rahmet ve zahmet gibi kavramlarınız yeni bir boyut kazanacak...
Abartıyor muyum? Evet, belki... Ama bildiğin gibi değil... Farklı... Hem de çok farklı...
